İşitme Engelliler
İçin Eğitsel ve Fiziksel Düzenlemeler
Tanım
Eğitim alanında işitme engeli
terimi, özel eğitim hizmetlerini gerektiren işitme özürleri için
kullanılmaktadır. Özel eğitim alan çocukların pek çoğunda ise işitme kalıntısı
bulunmaktadır. İşitme kalıntısı, işitme duyusunda sesleri analiz edip, işitme
siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine gönderen, hasar görmüş fakat canlı kalmış
bir alan için kullanılmaktadır.
Nasıl
İşitiyoruz
İşitmezlik ile ilgili bazı
terimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için bu bölümde işitme duyu organımız
hakkında çok kısa bilgiler verilmiştir. Bu bilgiler ayrıca işitmezliğin yarattığı
bazı sorunları daha iyi anlamamıza da yardımcı olacaktır. İşitme duyusunu oluşturan
birçok eleman üç bölüm içinde ele alınmaktadır: dış kulak, orta kulak ve iç
kulak.
• Dış Kulak
Dış kulak, kulak kepçesi ve kulak
kanalından oluşur ve kulak zarı ile sonlanır. Kulak kepçesi ses dalgalarını
toplar ve kulak kanalına yöneltir. Ses dalgaları, kulak kanalı içinde basınç
değişiklikleri yaratarak kulak zarının titreşmesine neden olur ve kulak zarı
titreşimlerin orta kulağa aktarılmasını sağlar.
• Orta Kulak
Orta kulak, esnek bir yapıya sahip
olan kulak zarının arkasında kalan hava dolu bir alan ve bu alanda yer alan üç
küçük kemikçik zincirinden oluşmaktadır. Bu kemikçikler çekiç, örs ve üzengi
adları ile bilinmektedir. Çekiç kulak zarı ile sürekli temas halindedir. Örs,
bir yandan çekiç ile ve diğer yandan da üzengi ile bağlantı halinde olup, oval
pencere üzerine gelmektedir. Kulak zarının titreşimleri, orta kulak boşluğu
içindeki kemikçik zincirinin titreşmesi ile oval pencereye aktarılır.
• İç Kulak
İç kulak bu bölümler arasında en
karmaşık ve işitme için de en önemli olanıdır. Orta kulak ile iç kulak
arasındaki bağlantı, üzengi kemiği ve oval pencere arasındaki bağlantı ile
sağlanır. İç kulak, içi sıvı dolu karmaşık tüplerden oluşmaktadır. Bu
yapılardan bir bölümü işitme duyumuz ile ilgilidir ve koklea adını almaktadır.
Diğeri ise denge duyumuz ile ilgilidir. Bu nedenle iç kulak işlevlerine göre
iki bölüme ayrılabilir: vestibüler sistem ve koklea. Vestibüler sistem dengeden
sorumludur. İşitme ile ilgili en önemli organ ise içi sıvı dolu kokleadır. Bu
salyangoz biçimindeki organın içinde, çok duyarlı sinir uçları bulunur ve
bunlar seslerin perde (tizlik-peslik) özelliğine duyarlıdırlar. Bu sinir
fiberleri kokleadan çıkarken bir bölük halinde işitme sinirini oluşturmakta ve
bilgileri beyine iletmektedir. Normal işlev gören bir kulakta üzengi hareket
ettiğinde, oval pencereyi içe doğru hareket ettirmekte ve kokleadaki sıvının
akışını sağlamaktadır. Bu sıvının hareketi ile tüylü hücrelerinin
hareketlenmesi, mekanik titreşimin elektrik akımına dönüşümünü başlatan
uyarıcıdır. Koklea sinirinin uyarımı ile elektriksel uyarılar beyine
gönderilmekte, bunun sonucu olarak ses işitilmektedir. Sesin işitme mekanizması
içindeki iletiliş biçimi göz önüne alındığında, bu mekanizmanın dış ve orta kulaktan
oluşan bölümü, oval pencere dâhil olmak üzere, iletim yolları; buradan
ilerideki bölüm ise, koklea ve beyindeki merkeze kadar olan işitme siniri dâhil
olmak üzere, duyu-sinirsel yollar olarak adlandırılmaktadır.
Tanılama
ve Değerlendirme
Son yıllarda gelişmiş ülkelerde
doğuştan işitme kaybının erken teşhis edilebilmesi için yeni doğan işitme
taramaları uygulanmaktadır. Ülkemizde 2004 yılında başlatılan “ulusal yeni
doğan işitme taraması kampanyası“ ile tüm bebeklerin doğum hastanelerinden taburcu
olmadan önce, işitmeleri güvenli ve doğru olarak test edilmektedir. Tarama
sonrası işitme kaybı riski saptanan bebeklere, hastanelerin odyoloji
bölümlerinde ileri işitme testleri yapılmakta ve işitme özrü tanısı konan
bebeklerin en geç 6 aylıkken işitme cihazı kullanması sağlanmaktadır. İşitme
duyarlılığı ölçümü odyometre (işitölçer) denilen araçlarla yapılmaktadır. Bebek
ve çocuklara uygulanan işitme testleri şunlardır:
Otoakustik emisyon testi: İç kulaktaki işitme
sisteminin fonksiyonu hakkında bilgi verir. Tek başına tanı koymak için yeterli
değildir. Bu testi geçemeyenlere ileri odyolojik tetkikler uygulanır. Test
uygulanırken bebek, uyku hâlinde veya sakin olmalıdır. Bebeğe hiçbir zararı
olmayan, acı vermeyen ve bir kulak için toplam 2–3 dakika süren bir yöntemdir.
Kulağa yerleştirilen bir proptan ile ses verilerek bu sesin işitme sinirinden
geri yansıması kaydedilir.
İşitsel beyin sapı cevabı testi: Bu test, işitme
merkezine kadar uzanan işitme sinirinin sese, ne derecede yanıt verdiğini tespit
etmek amacıyla uygulanır. Test sırasında çocuk ilaçla uyutulur. Kulak arkası ve
alın temizlenerek elektrot uçları yerleştirilir. Küçük bir mikrofonla kulağa
çeşitli şiddetlerde ses verilir. Bilgisayarla işitme sinirinin cevabı
kaydedilir.
Davranış testi: Çocuğun cevap verdiği en düşük ses
şiddeti seviyesini tespit ederek, işitme derecesi saptanır. Ses geçirmeyen özel
odada çocuk, annesinin kucağına oturur. Hoparlörden çeşitli şiddetlerde ses
verilerek tepkisi gözlenir. 12Çocuğun yaşı uygunsa odyolog bir oyun öğreterek
testi uygular ve çocuğun işitme düzeyini belirleyerek odyograma kaydeder.
Timpanometri testi: Orta kulağın fonksiyonunu
değerlendirmek için uygulanır. Kulağa yerleştirilen plastik uçlu prop ile hava
basıncı verilerek, kulak zarı ve kulak kemikçiklerinin işlevi hakkında bilgi
edinilir. Orta kulakta sıvı varsa tespit edilir. İşitme testleri ses geçirmeyen
özel odalarda, kulaklık veya hoparlörler ile yapılır. İşitme kaybının
derecesini ve tipini belirlemek amacıyla yapılan testlerin sonuçlarının
gösterildiği tabloya odyogram denir. Dikey ve yatay iki doğrudan oluşur. Dikey
doğrular sesin frekans değerlerini belirtir. Yatay doğrular ise sesin şiddetini
belirtir. İşitme cihazları sesin şiddetini artırarak, kişinin sesi fark
etmesini sağlar ancak işitme kaybını düzeltmez. Var olan işitme kalıntısının en
etkili biçimde kullanılmasına yardım eder. Odyolojik değerlendirmeler
tamamlandıktan sonra engelli için en uygun işitme cihazı seçilir. İşitme
cihazları mikrofon, yükseltici ve alıcı olmak üzere üç kısımdan oluşur. Birçok
türü vardır. Bunlar; cep tipi işitme cihazları, kulak arkası işitme cihazları,
kulak içi işitme cihazları, kanal içi işitme cihazları, koklear implant
(biyolojik kulak), FM sistemli telsiz cihazları şeklinde sıralanabilir.
Sınıflama
İşitme engeli konusunda pek çok
sınıflandırma sistemi bulunmaktadır. Bunlar içinde en yaygın olarak,
işiten-işitme engelli, işitmeyen-ağır işiten ayırımları kullanılmaktadır. Ancak
bu kategoriler farklı alanlardaki uzmanlar tarafından farklı biçimlerde tanımlanmaktadır.
En büyük görüş ayrılığı fizyolojik yaklaşımı olanlar ile eğitim yaklaşımı
olanlar arasındadır.
Fizyolojik yaklaşımı olanlar
işitmenin ölçülebilir derecedeki kaybı ile ilgilenmektedirler. Bu görüşe göre
yapılan bir sınıflandırma, yukarıda verilen tanımdan da farklı olarak; belirli
bir yükseklik seviyesindeki sesleri işitemeyen çocukları işitmeyen olarak;
diğerlerini ise ağır işiten olarak kabul etmektedir. Diğer bir sınıflandırma ise,
işitme testleri sonucuna göre yapılan derecelendirmedir. Eğitim yaklaşımı
olanlar ise, işitme kaybının çocuğun konuşma ve dil geliştirme yeteneğini ne
derecede etkileyeceği ile ilgilenmektedir. İşitme kaybı ile dil gelişimindeki gecikme
arasındaki yakın ilişki nedeniyle, eğitim uzmanları sınıflandırmayı konuşma
dili yeterliliğine göre yapmakta; eğitim ve cihazlandırma sonucu ana dilini ve
konuşma becerilerini işlevsel yeterlilikte kazanmış bireyler için ağır işiten, bunları
hiç kazanmamış ve sözlü iletişimde bulunamayan bireyler için işitmeyen terimini
kullanmaktadırlar. Günümüzde elektronik teknoloji alanında kaydedilen
gelişmeler sonucu işitmenin ölçümünde ve işitme kayıplarına uygulanan işitme
cihazlarında çok önemli gelişmeler olmuştur. Bu nedenle, işitme kayıpları
işitmeyen kategorisine giren birçok çocuğun, sağlanan erken girişim ve erken
eğitim hizmetlerinin de bir sonucu olarak
ağır işiten kategorisindeki çocuklar gibi konuşma ve
dil geliştirmekte oldukları görülmektedir. Özellikle işitme ölçümünü yapan
uzmanlar ve işitme engelli çocuk eğitimcileri, bu gelişmeler karşısında
çocukları başlangıçtan bu tür sınıflandırma ile etiketlemek yerine, işitme
kaybının derecesini odyolojik ölçümlere göre belirleyerek, hafif derecede
kayıp, orta derecede kayıp, ileri derecede kayıp ve çok ileri derecede kayıp gibi
terimlerle belirtmeyi yeğlemektedirler. Konuşmayı öğrenme ve ana dillerini
geliştirme, uygun eğitim olanakları ile zaman içinde, belki her çocuğun kendi
bireysel özellikleri ile de farklı hız ve düzey gösteren, ancak işlevsel düzeyde
kazanabileceği bir beceri olarak düşünülmektedir. Dil ediniminde bireyden
bireye farklılık yaratan diğer önemli bir durum, işitmezliğin oluş zamanıdır.
Dilöncesi işitmezlik ve dilsonrası işitmezlik terimleri bu ayırımı belirtmektedir.
Doğum anında var olan ya da hayatın ilk yılı içinde, konuşmayı ve dili
geliştirmeden önce oluşan bir işitme kaybı için dilöncesi işitmezlik; konuşmayı
ve dili geliştirdikten sonra meydana gelen bir işitme kaybı için dilsonrası işitmezlik
terimleri kullanılmaktadır. Hayatın ilk yılları içinde alıcı dil gelişimine giderek
daha fazla önem verildiğinden, dilöncesi işitmezlik ve dilsonrası işitmezlik arasındaki
ayırım zamanı erken yaşlara çekilmektedir. Daha önceleri dilöncesi işitmezlik
yaş sınırı üç yaştan önce olarak belirlenirken, günümüzde bu sınır için 18 ay,
hatta 12 ay olarak önerilmektedir. İşitmezliğin sınıflandırılması diğer bazı
özelliklere göre de yapılabilmektedir. Bu sınıflandırmalar, izleyen konuların
ilgili bölümleri içinde yer almıştır.
Eğitim Yaklaşımları
İşitme Özürlülerin Eğitim Seviyesi
Eğitim Durumu
|
Sayı
|
Yüzde
|
Okuryazar değil
|
99.949
|
36,8
|
Okuryazar fakat bir okul bitirmemiş
|
44.271
|
16,3
|
İlkokul
|
82.566
|
30,4
|
İlköğretim
|
5.160
|
1,9
|
Ortaokul
|
16.024
|
5,9
|
Orta ve dengi meslek
|
1.086
|
0,4
|
Lise
|
12.494
|
4,6
|
Lise ve dengi meslek
|
4.889
|
1,8
|
Yüksekokul veya fakülte
|
4.889
|
1,8
|
Yüksek lisans, doktora
|
272
|
0,1
|
Toplam
|
271.600
|
100
|
İşitme engelli çocukların eğitimleri ile ilgili
temel konular, eğitimde kullanılan iletişim yöntemleri, işitmeye yardımcı
araçlar, yönetsel düzenlemeler, işitme engelli çocuğun okuldaki gereksinimleri
alt başlıkları altında açıklanmıştır.
Eğitimde
Kullanılan İletişim Yöntemleri
İşitme engelli çocuğun eğitimi ile
sorumlu öğretmenin karşılaştığı en önemli sorun, öğrencisi ile nasıl iletişim
kurması gerektiği ve ona da başkaları ile iletişim kurmayı nasıl öğreteceğidir.
İşitme engelli çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasında bilinen ve
izlenen iki temel yaklaşım vardır.
ü Sözlü
Dil Kullanan İletişim Yöntemleri
ü İşaret
Desteği Kullanan İletişim Yöntemleri
Bu yaklaşımlar aşağıda kısaca açıklanmaktadır.
v Sözlü
Dil Kullanan İletişim Yöntemleri
•
Yapısal Sözel/Oral Yöntem
Bu yöntemde, dilin öğretilebileceği ve öğretilmesi
gerektiği düşüncesi ile yapılandırılmış dil, belli kalıplar ile ve belli bir
sıra ile çocuklara öğretilmektedir. Bu yapılandırma, konuşma eğitimi, eklemleme
çalışmaları, işitme eğitimi, dudak okuma eğitimi, dil ve okuma eğitimi
başlıkları altında çeşitli çalışmaların tümünü kapsamaktadır. Çalışmalar, dilin
öğretilmesi gerektiği düşüncesine göre yürütülür.
•
Doğal İşitsel/Sözel Yaklaşım
Bu yöntem, işitme engelli çocukların da ana
dillerini aynı işiten çocuklar gibi kazanabileceğini ve etkileşimci bir ortam
sağlandığında, daha yavaş hızda fakat işiten çocuklar gibi dili
edinebileceklerini savunmuştur. Doğal İşitsel/Sözel Yaklaşım için işitme
cihazlarının kullanımı, bir önkoşuldur. İşitme cihazlarının en iyi durumda
kullanımı, işitmenin maksimum kullanımı için yine bir önkoşuldur. Bu çocukların
yerleştirildiği eğitim ortamlarında işitme kalıntısının gerçekten maksimum
düzeyde kullanılıyor olması için gereken tedbirlerin alınması gerektiğini
savunur.
•
İşitsel Yaklaşım/Tek Duyulu Yöntem
Sözel iletişim eğitiminin yalnız işitme ile
başarılacağını savunan bu yöntemin amacı, işitme’yi erken yaşlarda işitme
engelli çocuğun kişiliği ile bütünleştirmektir. Bunun için işitme kaybı çok
küçük yaştan tanılanmalı ve derhal çocuk cihazlandırılmalıdır. Doğal
İşitsel/Sözel Yaklaşımdan en önemli farkı, eğitimde dudak okumaya yer vermemesi
ve yalnızca cihazlandırılmış olan işitme duyusunu hedef almasıdır.
v İşaret
Kullanan Başlıca İletişim Yöntemleri
•
İşaret Dili: El ile yaratılan ve ulusal ya da yerel
belli işaretleri kullanan görsel bir iletişim sistemidir. Konuşma dilinden
ayrı, söz dizimi farklı ve kendi kuralları olan bir dildir.
•
Parmak Alfabesi: Alfabedeki her harf karşılığı
parmakların değişik pozisyonlar alması ile sözcüklerin ve cümlelerin ifade
edilmesidir.
•
Tüm İletişim: Tüm İletişim, sözel, işitsel, yazılı ve
işarete dayalı tüm elemanları birlikte kullanmaya dayanan bir eğitim
yöntemidir. Ancak işaret dili kullanımına ağırlık verilmektedir.
İşitme Engelli Çocukların Eğitiminde Düzenlemeler
İşitme
engelli öğrencileriniz sizden ders geçme, devamsızlık ya da kolayca başarılı
not alma konusunda ayrıcalık beklememektedir; muhakkak her öğrenci grubunda
olduğu gibi bu öğrenciler arasında da kolaycılığa kaçanlar olacaktır; ama size
düşen görev onlara, onların gereksinimlerini dikkate alarak ulaşıp dersinizi
anlatmanız, pratik uygulamaları yaptırmanız, derse tam katılımlarını sağlamanız
ve en sonunda da bilgi ve becerilerini onlar için uygun olan şekilde ve yeterli
sürede sınayarak başarılı ya da başarısız olduklarını söylemenizdir.
İşitme engelli öğrencilerin olduğu bir genel sınıf, alanı işitme engelliler özel eğitimi olan bir uzman öğretmen tarafından düzenli olarak ziyaret edilmelidir. Eğer işitme engelli öğrenciniz doğal işitsel-sözel yolla sizinle yeterli iletişim kuramıyorsa, dersleri takip etmekte zorlanıyorsa mutlaka sınıfta bir işaret dili tercümanı (İDİT) bulunmalıdır. Bu gibi öğrencilerin olduğu sınıflarda ve hatta işitme cihazıyla rehabilite olmuş ve doğal işitsel-sözel yöntemi kullanan işitme engelli öğrencilerin olduğu sınıflarda öğrencilere ders notu temin etmenizin gerekli olduğunu akılda tutmalısınız (dersin kaynak kitabının olması, ders notunun yerine geçmeyecektir); bunun için bir diğer öğrenciden “not alıcı” olarak yararlanabileceğiniz gibi dersteki konuşmaların dijital kaydını alıp ebeveynlere yollamak gibi pek çok alternatifi kullanabilirsiniz.
Eğer işitme engelli öğrencinize dil ve yöntem olarak ulaşabiliyorsanız (ya da ulaşmanızı sağlayan tercüman ve/veya ‘not alıcılar’ varsa) ve onun yetersizliğinden dolayı olan farklılıklarının farkındaysanız, onun diğer öğrencilerinizden daha az başarılı olacağı şeklinde bir ön yargıyla hareket etmemelisiniz.
Sınıf içinde dikkat etmeniz gereken bazı hususlar aşağıda özetlenmiştir:
İşitme engelli öğrencilerin olduğu bir genel sınıf, alanı işitme engelliler özel eğitimi olan bir uzman öğretmen tarafından düzenli olarak ziyaret edilmelidir. Eğer işitme engelli öğrenciniz doğal işitsel-sözel yolla sizinle yeterli iletişim kuramıyorsa, dersleri takip etmekte zorlanıyorsa mutlaka sınıfta bir işaret dili tercümanı (İDİT) bulunmalıdır. Bu gibi öğrencilerin olduğu sınıflarda ve hatta işitme cihazıyla rehabilite olmuş ve doğal işitsel-sözel yöntemi kullanan işitme engelli öğrencilerin olduğu sınıflarda öğrencilere ders notu temin etmenizin gerekli olduğunu akılda tutmalısınız (dersin kaynak kitabının olması, ders notunun yerine geçmeyecektir); bunun için bir diğer öğrenciden “not alıcı” olarak yararlanabileceğiniz gibi dersteki konuşmaların dijital kaydını alıp ebeveynlere yollamak gibi pek çok alternatifi kullanabilirsiniz.
Eğer işitme engelli öğrencinize dil ve yöntem olarak ulaşabiliyorsanız (ya da ulaşmanızı sağlayan tercüman ve/veya ‘not alıcılar’ varsa) ve onun yetersizliğinden dolayı olan farklılıklarının farkındaysanız, onun diğer öğrencilerinizden daha az başarılı olacağı şeklinde bir ön yargıyla hareket etmemelisiniz.
Sınıf içinde dikkat etmeniz gereken bazı hususlar aşağıda özetlenmiştir:
1.
Unutmayınız ki, ilkokul aşamasına gelene kadar doğal işitsel-sözel
yöntemle anlaşmayı başaramayan bir çocuğa, ne kadar zorlarsanız zorlayın, doğal
konuşmayı öğretemezsiniz. Zaten sizin göreviniz de bu değildir. Sizin göreviniz
ona o ders programında belirtilen bilgileri aktarmak ve uygulamaları
yaptırmaktır. Ülkemizde işitme engelli meslek lisesi öğrencilerinin genel
meslek liseleriyle bir arada eğitim aldıkları da bir gerçektir (bilimsel olarak
da doğrusu budur). Üniversitelerde de aynı durum söz konusudur. Bu okullarda
sınıfınızdaki işitebilen ve konuşabilen öğrenciler gibi işitemeyen ve
konuşamayanlara da ders anlatabilir ve pratik yaptırabilirsiniz; sadece işitme
engelli çocuğun farklılıklarını anlamanız, onun ihtiyaçlarına göre davranmanız
ve ona ulaşabilecek bir iletişim yöntemi temin etmeniz gereklidir. Siz işaret
dili bilmeye bilirsiniz; bu sınıfta ders verebilmeniz için sizin “özel
eğitimci” olmanız da gerekli değildir. Gerekli olanlar izleyen maddelerde
sıralanmıştır; size düşen öncelikle bu maddelerdeki gereksinimleri bilmek,
sizin yapmanız gerekenleri uygulamak dışarıdan temin edilmesi gerekenlerin de
bir an önce temini için okul idaresi, okul aile birliği (işitme engelli veliler
dâhil), diğer kamu kuruluşları ve sivil toplum yardımıyla çaba
göstermektir.
2.
İşitme engelli olup doğal konuşma yeteneğini geliştirememiş öğrencilerden
oluşan bir sınıfa ders veriyorsanız ya da sınıfınızda bu şekilde öğrenci varsa,
bu öğrencilerin ana iletişim dilinin işaret dili olduğunu bilmelisiniz. Bu
bağlamda bu öğrencilere ders anlatırken (eğer siz dersi işaret dilinde
vermiyorsanız) sınıfta mutlaka İDİT ve not alıcı bulunmalıdır. Okul idaresinin
bu gereksinimi mutlaka karşılaması için çaba gösteriniz (sınıfta bir İDİT
bulunması işitme engelli öğrenciye dersi aktif olarak takip edebilme ve sınıf
ortamında olup bitenleri “sesli-canlı” olarak izleyebilme şansını verecektir;
İDİT sayesinde sadece dinlemeyecek aynı zamanda diğer öğrenciler gibi ders
sürecine aktif olarak katılacaktır. Ancak; yine de not almada sorunlar
yaşayacaktır. Bu nedenle “not alıcı” – not alma olanağı yaratılması”,
başlangıçta bir işitme engelli öğrenci için en önemli gereksinim ve nispeten de
çözümü daha kolay bir sorundur).
a. En iyi İDİT’in işitme engelli öğrencinin devam ettiği programı bitiren ve (mümkünse aynı alandaki yüksekokulu da bitirmiş) bir CODA (Child Of Deaf Adult, işitme engelli ebeveynden doğmuş işitebilen çocuklar) olduğunu unutmayınız.
b. Not alıcıları sınıf içinden kendinizin de temin edebileceğinizi unutmayınız. Başarılı ve iyi not tutan bir diğer öğrenciden işitme engelli arkadaşlarıyla notlarını paylaşmasını isteyiniz; bu öğrencinin bu görevi yapması için okul idaresiyle görüşerek o öğrenciye maddi ya da manevi bir teşvik sağlayınız. (unutmayınız ki, bugün, “not alıcı” olarak işitme engelli arkadaşına yardım eden genç, eğer işaret dili öğrenme konusunda kendisini motive eder ve işitme engelli arkadaşı sayesinde işitme engelliler kültürünü de özümserse, ileride bir İDİT veya öğretmen olarak işitme engelliler sınıflarında çalışma şansı bulacaktır).
c. Dersteki anlatımınızın dijital ortama kaydedilmesine izin veriniz; ya da siz kaydediniz ve öğrencinin o günün dijital kayıtlarını eve götürmesine izin veriniz. Bu şekilde işitme engelli öğrencinin ailesine, çocuğuna ders çalıştırma ya da anlattıklarınızı yazılı metne çevirme olanağı vermiş olursunuz. (Bu yöntem; işitme engelli öğrencinin sizin anlatımınızı tam takip edebilmesi ve sınıf içindeki konuşmaları da izleyebilmesi açısından son derece yararlıdır; “b” ve “d” alt maddelerindeki diğer durumları sağlamış bile olsanız, bu uygulamanın bu yönden ayrı bir değeri vardır.)
d. Mutlaka ders notlarınızı hazırlayıp işitme engelli öğrencilerinize veriniz. Bu notların çok mükemmel, bir kitap ya da seminer formatındaki kadar iyi, hazırlayamamış olmanız sizi bu eylemden vazgeçirmesin. Çünkü (o dersin ya da pratiğin kaynak kitabı olsa bile) sizin ders notlarınız işitme engelli öğrenci için son derece önemlidir. Ders notlarınızı bir ders öncesinden ya da dönem başında vermeniz çok daha yaralı olacağını da akılda bulundurunuz.
a. En iyi İDİT’in işitme engelli öğrencinin devam ettiği programı bitiren ve (mümkünse aynı alandaki yüksekokulu da bitirmiş) bir CODA (Child Of Deaf Adult, işitme engelli ebeveynden doğmuş işitebilen çocuklar) olduğunu unutmayınız.
b. Not alıcıları sınıf içinden kendinizin de temin edebileceğinizi unutmayınız. Başarılı ve iyi not tutan bir diğer öğrenciden işitme engelli arkadaşlarıyla notlarını paylaşmasını isteyiniz; bu öğrencinin bu görevi yapması için okul idaresiyle görüşerek o öğrenciye maddi ya da manevi bir teşvik sağlayınız. (unutmayınız ki, bugün, “not alıcı” olarak işitme engelli arkadaşına yardım eden genç, eğer işaret dili öğrenme konusunda kendisini motive eder ve işitme engelli arkadaşı sayesinde işitme engelliler kültürünü de özümserse, ileride bir İDİT veya öğretmen olarak işitme engelliler sınıflarında çalışma şansı bulacaktır).
c. Dersteki anlatımınızın dijital ortama kaydedilmesine izin veriniz; ya da siz kaydediniz ve öğrencinin o günün dijital kayıtlarını eve götürmesine izin veriniz. Bu şekilde işitme engelli öğrencinin ailesine, çocuğuna ders çalıştırma ya da anlattıklarınızı yazılı metne çevirme olanağı vermiş olursunuz. (Bu yöntem; işitme engelli öğrencinin sizin anlatımınızı tam takip edebilmesi ve sınıf içindeki konuşmaları da izleyebilmesi açısından son derece yararlıdır; “b” ve “d” alt maddelerindeki diğer durumları sağlamış bile olsanız, bu uygulamanın bu yönden ayrı bir değeri vardır.)
d. Mutlaka ders notlarınızı hazırlayıp işitme engelli öğrencilerinize veriniz. Bu notların çok mükemmel, bir kitap ya da seminer formatındaki kadar iyi, hazırlayamamış olmanız sizi bu eylemden vazgeçirmesin. Çünkü (o dersin ya da pratiğin kaynak kitabı olsa bile) sizin ders notlarınız işitme engelli öğrenci için son derece önemlidir. Ders notlarınızı bir ders öncesinden ya da dönem başında vermeniz çok daha yaralı olacağını da akılda bulundurunuz.
3.
Dersi ister lisede isterseniz üniversitede anlatıyor olun, işitme engelli
öğrencilerin bir kısmında okuma-yazma yetersizliği vardır; bu gibi
öğrencileriniz için okul idaresiyle görüşerek okuma-yazma yeterliliklerini
geliştirici özel bir program hazırlanması için çaba gösteriniz (unutmayınız ki
okuduğumuz ve yazdığımız dil, konuşma dilinden gelişmiştir; onların kullandığı
işaret dili ise farklı bir gramer ve yapıya sahiptir ve ülkemizde okulöncesi ve
ilköğretim safhalarında yapılan uygulamalar işaret dili destekli değildir;
bunun sonucunda doğal işitsel-özel yolla eğitim şansını kaçırmış işitme engelli
gençler aynı zamanda doğru bir yaklaşımla okuma-yazma öğretilmemiş gençlerdir.
Mevcut olan okuma-yazma sorunları onların yetersizliğinin bir parçasıdır, ama
farklılıklarının farkında olmayan eğitim sistemimizin o ana kadar çözmek için
uğraşmadığı bir yetersizliktir; o anda dahi olsa bu yetersizliğe yönelik özel
bir program uygulanmasını sağlamınız bu anlamda çok büyük bir değer taşıyacaktır).
4.
İlk derste, öncelikle ders ve uygulama programınızın ana hatları hakkında
bilgi veriniz. Dersi genel olarak nasıl işleyeceğiniz ve neler
kullanacağınız hakkında açıklamalarda bulununuz.
5.
Aynı açıklamaları her ders ve her aktivitenin başlangıcında da, o
derse-aktiviteye özel olarak, tekrarlayınız.
6. Ele alacağınız konu, önceden ele aldığınız bir başka konunun devamıysa, mutlaka o konuyu ya da dersi hatırlatacak bir giriş yapınız.
6. Ele alacağınız konu, önceden ele aldığınız bir başka konunun devamıysa, mutlaka o konuyu ya da dersi hatırlatacak bir giriş yapınız.
7.
Mümkün olduğunca görsel materyal kullanarak konuları –pratik uygulamalar
dâhil- izah etmeye çalışınız.
8.
Arkanızı dönerek konuşmayınız; yazı yazarken ya da sınıf içinde
dolaşırken konuşmayınız; işitme engelli öğrenci her zaman dudaklarınızı görmek
isteyecektir. Bu maksatla işitme engelli öğrencilerin olduğu sınıflarda,
mutlaka, sizin onlara yüzünüz dönükken tahtaya yazdıklarınızın yansımasını
sağlayacak bir tepe-göz sisteminin olması gerekir.
9.
Mutlaka konuşmaya başlayacağınızı daha önceden belirlediğiniz bir işaret
ile sınıfa belli ediniz.
10.
Bir işitme engelli öğrenciye doğrudan hitap edeceğiniz zaman, konuşmaya
başlamadan önce, öğrencinin dikkatinin sizin üzerinde olduğundan emin olunuz;
gerekirse bir işaret ile ya da sadece omzuna dokunarak dikkatini size vermesini
sağlayınız.
11.
Mümkün olduğunca çok işaret dili öğrenmeye çalışınız.
a. Öğrencilerinizin işaret dillerindeki isimlerini öğrenmeye çalışınız. Mümkün olduğunca konuşmanız içinde muhatap olduğunuz öğrenciyi işaret dilindeki ismiyle ifade etmeye çalışınız; bu öğrencilerinizle aranızda daha sempatik bir ilişki kurmanızı sağlayacaktır.
b. Özellikle acil durumlarda kullanılacak işaretleri bir an önce öğreniniz.
c. Size ve diğer öğretmenlerin / öğretim üyelerinin işaret dilindeki adını ve derslerin işaret dilindeki adını da öğrenmeniz onların aralarındaki diyalogları takip etmeniz ve yanlış yönlenmeleri önlemeniz açısından faydalı olacaktır.
a. Öğrencilerinizin işaret dillerindeki isimlerini öğrenmeye çalışınız. Mümkün olduğunca konuşmanız içinde muhatap olduğunuz öğrenciyi işaret dilindeki ismiyle ifade etmeye çalışınız; bu öğrencilerinizle aranızda daha sempatik bir ilişki kurmanızı sağlayacaktır.
b. Özellikle acil durumlarda kullanılacak işaretleri bir an önce öğreniniz.
c. Size ve diğer öğretmenlerin / öğretim üyelerinin işaret dilindeki adını ve derslerin işaret dilindeki adını da öğrenmeniz onların aralarındaki diyalogları takip etmeniz ve yanlış yönlenmeleri önlemeniz açısından faydalı olacaktır.
12.
Diğer öğrencilerin işitme engeli, işitme engelliler ve işaret dili
hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayınız. Sınıfta karşılıklı bir saygı ve
anlayış kültürü oluşmasını hedefleyiniz.
13.
İşitme engelli öğrenciler için en uygun sınıf düzeni ‘U’ veya ‘hilal’
tarzındaki bir oturma düzenidir; karma sınıflarda ve pratik uygulamalarda bu
düzeni korumak her zaman mümkün olmayacaktır. Bu şartlarda dahi, mümkün
olduğunca herkesin birbirini görebileceği bir oturma veya çalışma düzeni
oluşturmaya çalışınız. En azından sizin ve işitme engelli öğrencileriniz ile o
sırada bir uygulamanın demonstrasyonunu yapan öğrencinin birbirini görmesini
sağlayınız.
14.
İşitme engelli öğrenciye eşlik eden bir İDİT varsa, bu kişinin sizinle
(veya demonstrasyonu yapanla) işitme engelli öğrenci(ler) aranızda olmasına
dikkat ediniz; ancak oluşacak üçgende herkesin birbirinizi görmesinin son
derece önemli olduğunu unutmayınız.
15.
Pratik uygulamalar sırasında, kullandığınızın cihazların olası
tehlikelerini mutlaka önceden izah ediniz ve işitme engellilerin anladığından
emin olunuz. Sınıfınızda İDİT yoksa bile, bu uygulama için mutlaka bir İDİT’den
yardım isteyiniz. Ya da güvenlik uyarılarını içeren işaret dilinde birer video
hazırlayınız ve program başında işitme engelli öğrencilerinizle birlikte
seyrederek izahatta bulununuz. (Bu gibi uygulamalar sırasında işitme engelli
öğrenciyi sadece seyirci olarak tutmanız ve ‘sen dur, ben sana zaten geçmen
için gerekecek notu veririm’ şeklindeki bir uyguma, en yanlış tutum olacaktır;
öğrenci sadece izole olmakla kalmayacak, bazı şeyleri yapmadan da geçebileceği
yargısı onu başka benzer arayışlara da itecek ve ayrıca işitme engelli
öğrencilerin daha eksik-yetersiz pratikle yetiştiği yargısının yayılmasına yol
açacağı için de onların okul sonrası iş bulmalarına kadar uzayan bir dizi
süreci olumsuz etkileyecektir).
16.
Yanınızda daima kalem ve kağıt bulundurarak aranızdaki konuşmayı
yazılı-görsel hale getirmeye hazır olunuz.
17.
İşitme engelli öğrencilerin dersten kopmasına izin vermeyiniz. Onlara
derste ve uygulamalarda aktif rol vererek sizinle ve sınıfın işiten
öğrencileriyle irtibatlarını sürdürmelerini sağlayınız.
18.
Başarılarını değerlendirirken daha yüksek not verme kolaylığına
kaçmayınız; onun yerine onların başarılarını daha iyi ölçebileceğiniz bir sınav
sistemine ve yeterince süre ayırmaya özen gösteriniz.
19.
Her dersin sonunda işitme engelli öğrencilerden ders hakkında geri dönüş
almaya çalışınız.
20.
Dersi olması gereken süreden daha fazla uzatmayınız; dersi aceleyle
bitirmeyiniz.
21.
Ders sonunda, ödev veya bir sonraki ders konusu, saati veya yeri gibi
bilgileri mutlaka tahtaya yazarak net bir şekilde veriniz.
22.
Ders sırasında ve sonunda sınıfta gürültüye izin vermeyiniz. Sınıf içinde
gürültü ve hareketliliğin varlığı işitme engelli öğrencilerin dikkatini
dağıtacak ve derse olan ilgilerinin kaybolmasına yol açacaktır.
23.
Mimiklerinize dikkat ediniz; işitme engelli öğrencilerin mimik ve
jestlere karşı son derece hassas olduğunu ve büyük kısmında doğal olarak
gelişmiş dudak okuma yeteneği olduğunu unutmayınız.
24.
İşitme engelli öğrencilerin mimik ve jestlere olan dikkatini ve
yatkınlığını ders anlatımınız sırasında kullanınız. Konuşma sırasında ses
tonumuzla sağladığımız vurguları, işitme engelli öğrencileriniz için mimik ve
jestlerle sağlayarak sınıftaki öğrencilerin hepsinin vurgularınızı anlamasını
sağlayınız.
25.
İşitme engelli öğrencilerin, üniversite düzeyinde dahi olsalar, kavram
bilgilerinin yetersiz olabileceğini unutmayınız. Özellikle soyut olayları ve
örnekleri tam istediğiniz şekilde anlayamayabilirler. Mümkün olduğunca somut
örneklerle dersi işlemeye çalışınız. Ancak, onların ve diğer öğrencilerin
gelişimi için önemli olan soyut açıklamalar, metaforlar ve ileri dil bilgisi ve
kültürel birikim gerektiren yorumları da derslerinizin tamamen dışında
bırakmayınız. Ama konuyu sadece bunlarla açıklamaya da çalışmayınız! Soyut ve
somut örneklerin – açıklamaların bir arada olduğu bir ders uygulaması
öğrencinin kendisini geliştirmek için zorlamasını sağlayacaktır. Bu bağlamda
derste anlattığınız her şeyin ve ders sırasında olan her şeyin (unutmayın ki
dersteki espiri ve anekdotlardan, sınıftaki bir diğer öğrencinin cevap ve
yorumlarına kadar her şey işitme engellinin dersi ve sizi anlamasını
kolaylaştıracaktır) not olarak işitme engelli öğrencinin elinde olması son
derece önemlidir. Ama not alıcı yardımıyla ama dijital ses kayıtlarıyla bunu
sağlayabilirseniz, ders kalitesi, hem öğrencin derse katılımı hem de bilgi
düzeyinin gelişmesi anlamında olumlu etkilenecektir.
26.
Diğer öğrencilerin velileriyle nasıl görüşüyorsanız, işitme engelli
öğrencilerin velileriyle de aynı şekilde ve sıklıkta görüşünüz. Öğrencinizin
velileri işitme engelliyse İDİT’lerden yardım isteyiniz.
27.
Sınıfınızın fiziksel şartlarının işitme engelli öğrenciler için uygun
olması için gerekenleri öğreniniz ve bunun için okul idaresi ve okul-aile
birliğiyle birlikte çözüm arayınız. Doğru hazırlanmış bir proje ile gittiğiniz
takdirde, pek çok kamu kuruluşu ve sivil toplum örgütü, size bu konuda yardımcı
olacaktır.
28.
Çalıştığınız il ve ilçedeki işitme engelliler sivil toplum örgütleriyle
tanışınız; başta İDİT temini ve ortak projeler ile okul ortamınızı geliştirecek
kaynak bulmak olmak üzere pek çok konuda onlardan yararlanabilirsiniz.
Sınıfın
Düzenlenmesi
Fiziksel çevrede yapılan
düzenlemeler çok az bir çaba ile gerçekleştirilebilecek düzenlemeler olmalarına
karşın, çoğu zaman uygulamada yeterince önemsenmemektedir. Öğrenme fiziksel bir
çevre içinde gerçekleştirilir ve fiziksel çevrenin özelliklerinden etkilenir.
Sınıfın ısısı, ışık miktarı, rengi, gürültü düzeyi, büyüklüğü, ulaşılabilirliği,
oturma düzeni ve uyaran miktarı öğrencilerin öğrenmelerini doğrudan etkileyen
fiziksel özelliklerdir. Bu özelliklerin nasıl düzenleneceği özel gereksinimli
öğrencinin gereksinimlerine göre farklılık gösterir. Sınıfın yalnızca özel
gereksinimli öğrencilerin değil, ayna zamanda diğer öğrencilerin de
öğrenmelerini olumlu yönde etkilemelidir. Isının gerekenden fazla ya da az
olması öğrencilerin öğrenmelerini olumsuz etkiler. Bu nedenle sınıf sıcaklığı
öğrencilerin öğrenmelerini olumsuz etkilemeyecek derecede olmalıdır.
Sınıftaki ışık miktarı öğrenmeyi
etkileyen diğer bir değişkendir ve özellikle bazı özel gereksinimli
öğrencilerin öğrenmeleri üzerinde doğrudan etkilidir. Örneğin
işitme engelli bir öğrencinin bulunduğu sınıfta aydınlatma önemlidir.
Çünkü işitme engelli öğrenci konuşmaları anlamak için işitme duyusunun yanında
görme duyusundan da yararlanır. Işığın gerekenden fazla ya da az olması
öğrencinin öğrenimini olumsuz etkileyebilir. Bir başka etken de sınıftaki
gürültü düzeyidir. Gürültü tüm öğrencilerin öğrenmelerini olumsuz etkileyeceği
gibi, özellikle işitme engelli öğrencinin sınıf içinde geçen konuşmaları
anlamasını da güçleştirir. Bu nedenle sınıf gürültüden arındırılmalıdır.
Sınıfın büyüklüğü de öğrencilerin
öğrenmelerini etkilemektedir. Öğrenci miktarına göre küçük olan bir sınıfta
öğrencilerin hareketleri sınırlanır ve en küçük bir hareketlilikte öğrencilerin
dikkati dağılabilir. Çok büyük bir sınıfta ise öğretmenin sınıf kontrolü
güçleşir, öğrencilerin hareketlilikleri artar sınıftaki sesler daha fazla
yankıya neden olur. Bu da engelli çocuğun öğrenmesini olumsuz
etkiler. Sınıfın içinde bulunan öğretim materyallerinin, yazı tahtasının,
sıraların ve kitap dolabı gibi diğer malzemelerin ulaşılabilir olması
öğrencilerin öğrenmelerini, derse katılımlarını, araştırma yapmalarını olumlu
yönde etkiler. Materyallerin; özel gereksinimli öğrencilerin kolay
ulaşabilecekleri yerlerde olmaları öğrenmelerini etkiler.
Öğrencilerin oturma yerleri bir başka etkendir. Özel gereksinimli öğrencilerin arka taraflara oturtulması öğrenmelerini güçleştirir, kolay görebilmelerini engeller, dikkatlerinin çabuk dağılmasına neden olur. Bu nedenle öğrencileri yerleştirirken, öğrencilerin özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Öğrencilerin oturma yerleri bir başka etkendir. Özel gereksinimli öğrencilerin arka taraflara oturtulması öğrenmelerini güçleştirir, kolay görebilmelerini engeller, dikkatlerinin çabuk dağılmasına neden olur. Bu nedenle öğrencileri yerleştirirken, öğrencilerin özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Sınıf aşırı uyarandan arındırılmış olmalıdır.
Öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırmak, dikkatlerinin süresini uzatmak,
derse katılımlarını sağlamak için sınıf uyarıcılardan uzak olmalıdır. Bu
fırsatlar sağlandığı ölçüde öğrenme daha etkili hale gelebilir.
Eğitim
Ortamının İşitme Engelli Çocuğa Özgü Düzenlenmesi
Çocuğun
eğitim amacıyla yerleştirildiği ortamlardaki akustik düzenlemeler ve işitme
cihazlarının etkin kullanımı son derece önemlidir. Çocuğun konuşmayı öğrenmesi,
ana dilini kazanması isteniyorsa, konuşma seslerini işitme cihazları aracılığı
ile temiz ve net olarak alabilmesini sağlayacak şekilde yerleştirildiği ortamın
düzenlenmesi gerekmekte ve işitme cihazları tüm öğrencilere sağlanmalıdır.
Engeller
Telefondaki sesi duyamama,
Ses durum sinyallerini duyamama,
Mobil telefonlar işitme cihazlarını engelleme,
TV seslerini duyamama.
Çözümler
Ses çıktılarını, sesin şiddetini ve kalitesini
ayarlayabilmenin temin edilmesi,
Ses sinyallerine (titreşim gibi) alternatif olarak
ses ve diğer çıkış modlarının sağlanması,
TV yayın ve videoların ses bileşenlerini takip
etmek için sağır insanlara olanak tanıyan resim yazılı metinlerin sağlanması,
Telefonla haberleşmek için metinli telefon
kullanıcılarına imkân sağlayan metinli telefon ve işletmeci röle sistemlerinin
sağlanması,
İşitme cihazları ile girişimi azaltacak mobil
telefonların tasarlanması.
Kaynaştırma
Ortamlarında Bulunması Gereken Fiziksel Özellikleri
Kaynaştırma uygulamasının
yapılacağı fiziksel ortamın, kaynaştırmanın başarısına önemli bir etkisi
bulunmaktadır. Fiziksel ortam derslik ve sınıfta bulunan eşyalardan
oluşmaktadır. Fiziksel ortamla ilgili olarak yapılabilecek ilk ve önemli şey,
sınıf içinde fiziksel ortamın el verdiğinden ya da öğretmenin
ilgilenebileceğinden daha fazla sayıda öğrenci bulunmamasıdır. Kaynaştırmanın
başarılı bir biçimde uygulanabilmesi için sınıftaki öğrenci sayısının en fazla
25-30 arasında olmasının ideal olduğu öne sürülmektedir. Ancak her ne kadar
kaynaklarda görülen sayı 25-30 ise de daha kalabalık sayıda öğrenci bulunan
sınıflarda da başarılı uygulamalar yapılması söz konusu olabilmektedir.
Başarılı uygulamaların gerçekleşebilmesi için ise sınıf öğretmeninin
kaynaştırmayı gerçekten istemesi çok önemlidir.
Bir başka önemli nokta da sınıfa
yerleştirilen kaynaştırma öğrencisinin yetersizliğinin olduğu gruba bağlı
olarak sınıfın fiziksel ortamında düzenleme yapılması gerektiğidir. Bu
düzenlemeler, sıraların yerleştirilmesini, tahtanın yerleştirilmesini,
öğrencilerin gereksinimlerine bağlı olarak sınıfın fiziksel ortamlarında
düzenleme yapılması gerektiğidir.
Bu düzenlemeler sıraların yerleştirilmesini, tahtanın yerleştirilmesini, öğrencilerin gereksinimlerine bağlı olarak sıralara yerleştirilmesini, sınıf duvarlarının düzenlenişini, araç-gerecin sınıf içinde yerleştirilişini ve kullanılışını kapsamaktadır.
Bu düzenlemeler sıraların yerleştirilmesini, tahtanın yerleştirilmesini, öğrencilerin gereksinimlerine bağlı olarak sıralara yerleştirilmesini, sınıf duvarlarının düzenlenişini, araç-gerecin sınıf içinde yerleştirilişini ve kullanılışını kapsamaktadır.
İşitme engelli çocukların devam
ettikleri kaynaştırma ortamlarındaki sınıflarda mümkün olduğunca yukarıda
belirtilen biçimde ses yalıtımı yapılmalıdır. Ayrıca işitme engelli çocuğun
yerleştirilmiş olduğu sınıfın öğretmeni, işitme engelinden
kaynaklanan sorunlar ve işitme cihazları hakkında bilgilendirilmelerinin yanı
sıra işitme cihazlarının kontrolü ve bakımı hakkında da bilgilendirilmiş
olmalıdır.
Ayrıca zaman zaman uzman işitme engelliler öğretmeni ile birlikte işitme engelli çocuğun durumu değerlendirilmeli ve varsa sorunların nasıl çözülebileceği hakkında çözümler aranmalıdır. Kaynaştırma programı yürütülen okulda yeterli sayıda işitme engelli çocuk bulunuyorsa, bu okullara kaynak oda açılabilir ve uzman bir işitme engelliler öğretmeni atanabilir. İşitme engelliler öğretmeni hem çocuklarla bire bir çalışmalar yapar hem de işitme engelli çocukların devam ettikleri sınıflardaki öğretmenlerin karşılaştıkları sorunları çözmelerinde yardımcı olabilir.
Ayrıca zaman zaman uzman işitme engelliler öğretmeni ile birlikte işitme engelli çocuğun durumu değerlendirilmeli ve varsa sorunların nasıl çözülebileceği hakkında çözümler aranmalıdır. Kaynaştırma programı yürütülen okulda yeterli sayıda işitme engelli çocuk bulunuyorsa, bu okullara kaynak oda açılabilir ve uzman bir işitme engelliler öğretmeni atanabilir. İşitme engelliler öğretmeni hem çocuklarla bire bir çalışmalar yapar hem de işitme engelli çocukların devam ettikleri sınıflardaki öğretmenlerin karşılaştıkları sorunları çözmelerinde yardımcı olabilir.
Kaynaştırmaya devam eden işitme
engelli çocukların kendilerine ait bir adet FM-Telsiz
işitme cihazı olması gerekmektedir. Eğer işitme engelli çocuğun FM-Telsiz
işitme cihazı bulunmuyorsa, çocuğun öğretmene en yakın yere ve arkadaşlarını
rahat görebileceği yere oturtulmasında yarar vardır. Bu durumda işitme engelli
çocuk öğretmeninin söylediklerini rahat duyabilecek ve arkadaşlarının onunla
iletişim kurma isteklerini de görerek algılayabilecektir. İşitme engelliler ile
çalışan öğretmenlerin unutmaması gereken bir önemli nokta da, işitme engelli
çocukla konuşurken ya da sınıfa bir şey anlatırken, arkasını işitme
engelli çocuğa dönmemesidir.
Kaynaştırmanın Yararları;
İyi
planlanmış ve gerekleri yerine getirilmiş bir kaynaştırma uygulaması işitme
engelli ve işiten öğrencilerle birlikte bunların aileleri için de önemli
yararlar sağlayabilir.
İşitme
engelli öğrenciler açısından kaynaştırmanın yararları;
İşitme
engelli çocuk, akranlarını gözleme, model alma, taklit etme, iş birliği kurma,
paylaşma ve karşılıklı iletişim kurabilme fırsatlarından yararlanmış olur.
İşitme
engelli çocukların hem sosyal hem de sözel etkileşimlerinde artış olur.
İşitme engelli çocukların dil,
motor, sosyal-duygusal, bilişsel ve kişilik gelişimi gibi gelişim alanları
desteklenir, akademik ve psikososyal gelişimlerinde olumlu yönde etkili olur.
İşitme engelli çocuklar, toplumda
bağımsız yaşam için gerekli olan pek çok beceriyi düzenlenen etkinlikler içinde
ya da oyunlar içinde öğrenebilirler.
İşitme engelinden kaynaklanan ve
bireyin toplum tarafından dışlanmasına neden olabilen davranışların azalmasını
sağlar, işitme engelli çocuğun sosyal kabulünü, uyumunu ve etkileşimini
arttırır.
İşitme engelli çocuğun, bir arkadaş
grubuna katılarak çeşitli etkinliklerde bulunması ve kabul görmesi kendine olan
güvenini arttırır, bağımsız bir birey olmasına katkıda bulunur. Bu durum
çocuğun aynı zamanda bir topluluğa ait olma ve değerli olma duygularını
pekiştirir.
İşitme engelli çocukların insanlar
arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri doğrudan gözlemleme fırsatı olur.
İşiten öğrenciler açısından
kaynaştırmanın yararları:
İşiten çocuğa, toplumda kendisinden
farklı bireyler olduğunu ve onlarla nasıl etkileşime gireceğini öğrenir.
İşiten çocuğun, bireyler arası
farklılıklardan kaynaklanan ve endişelerinin azalmasını sağlar.
İşiten çocukların yardım etme,
destek olabilme, yönlendirme, işbirliği kurma, paylaşma, bazı durumlarda
öğretmen rolünü üstlenerek engelli arkadaşını teşvik etme gibi olumlu
davranışları geliştirebilmelerini sağlar.
Engelli arkadaşına model olmanın ya
da yardımcı olabilmenin getirdiği sorumluluk, işiten çocuğa kendine güven
duyabilme konusunda da olumlu kazançlar sağlar, kişisel gelişimini destekler.
Diğer insanların ihtiyaçlarına
karşı daha duyarlı ve toleranslı olmayı, engelli bireylerle ilişkilere değer
vermeyi öğrenir.
İşitme engelli öğrencinin ailesi
açısından kaynaştırmanın yararları:
Aileler, çocuklarının yeni
beceriler kazandığını, davranışlarını kontrol edebildiklerini ve çocukları için
bir şeyler yapıldığını düşündüklerinde kendilerini daha iyi hissederler.
Aileler, çocuklarının performansı
hakkında öğretmene bilgi vererek, eğitim programlarının amaçlarının belirlenmesinde
katkıda bulunarak, çocuklarının eğitim sürecinde aktif olarak yer alabilirler.
Çocuklarının okul ve çevresi
tarafından kabulü ile onların yalnız kalacağı, ihmal edileceği konusundaki
endişeleri ortadan kalkar.
Geleceğe daha umutlu bakarak
çocuklarının gelişimine daha çok katkıda bulunmaya çaba gösterirler.
Kendi çocuklarının akranlarıyla
aynı haklara sahip olduğunun bilincine varırlar.
Çocuklarını akranlarıyla
kıyaslamadan kendi içinde gösterdikleri gelişimlerle değerlendirmeleri
gerektiğinin farkına varırlar.
İşiten öğrencilerin aileleri
açısından kaynaştırmanın yararları:
İşiten öğrencilerin ailelerinin,
farklılığı olan bireylerin ailelerinin, toplum içinde yaşadıkları sorunlara
karşı duyarlı olmalarını sağlar.
Engelli bireylere ve ailelerine
karşı önyargılarından kurtulmalarına yardımcı olur.
Kaynaştırma uygulaması sonucunda
çocuklarının diğer bireylere karşı tutumlarında ve kendilerine olan
güvenlerinde meydana gelen olumlu gelişmeleri görerek kaynaştırma konusunda
olumlu tutum geliştirebilirler.
İşitme engelli çocukların eğitim
amacıyla ailelerinden uzakta bir yatılı ortama yerleştirilmeden eğitim
verilebilmesi şu seçeneklerle olasıdır:
• Gündüzlü bir özel eğitim ortamına yerleştirilmek;
• Normal işiten yaşıtları ile birlikte bir eğitim
kurumuna yerleştirilmek, diğer adıyla kaynaştırma;
• Gündüzlü bir özel eğitim ortamının aynı kurum
içinde yer alması ve yarı-zamanlı kaynaştırma programının uygulanması.
• Kaynaştırma uygulayan tüm kurumların içinde destek
eğitim hizmetleri biriminin yer alması.
İşitme
Engelli Çocuğun Okuldaki Gereksinimleri
Kaynaştırmanın amacı, engelli
çocuğu işiten toplum için hazırlamak, normal çocuklar ile etkileşmesini, bu
yolla engelli çocuğun toplumun genel değerlerini gözlemesini, öğrenmesini ve
uygun davranış biçimleri geliştirmesini sağlamaktır. İşitme engelli çocuk söz
konusu olduğunda, normal işiten yaşıtlarının dilini öğrenmesi de hedeflenen
amaçlardandır. Bu konudaki bilgilerinizi tazelemek için 2. Üniteyi gözden
geçiriniz. Konunun yasal boyutları son ünitede ele alınmaktadır.
Sınıfta
İletişimi Kolaylaştıran Teknikler
Tüm engel grupları ve nüfusu
içinde, işitme kayıpları ileri derecede ve özellikle çok ileri derecede olan
çocukların gereksinimleri fevkalade yoğun ve engelin kendine özgüdür. Bu
gereksinimleri olan bir işitme engelli öğrencinin, normal bir sınıf içinde normal
işiten bir çocuğun yanına oturmak suretiyle normal bir çocuğun öğrenme hızında
ve aynı koşullarda öğrenmesini beklemek, gerçekci olmayabilir. Bu öğrencilerin,
ister kaynaştırma, ister özel eğitim sınıflarında olsun, engellerine özgü
gereksinimlerinin karşılanması oranında öğrenmeyi gerçekleştireceklerini düşünmekteyiz.
İşitme engelli çocukların normal sınıflar içinde eğitim görmesi sırasında
ortaya çıkabilecek bazı engele özgü sorunları hafifletebilmek için uzmanlar
bazı önerilerde bulunmaktadır. Bu önerilerin pek çoğu, sağ duyu sahibi
deneyimli bir sınıf öğretmeni tarafından belki de keşfedilmiş ve
kullanılmaktadır.
• Öğretmen sınıf içindeki oturma düzeni içinde
işitme engelli öğrencinin yerini, özel gereksinimlerini göz önüne alarak
planlamalıdır. İşitme engelli bir öğrencinin konuşulanları anlayabilmesi için
her zaman işitsel ve görsel ipuçlarını en iyi şekilde almaya gereksinimi
olacaktır. Bu nedenle, çalışmaların yapıldığı sınıfın, laboratuvarın ya da
salonun ve bu ortamda dersi anlatan öğretmenin duruş yerine, yapılmakta olan
çalışmanın türüne göre işitme engelli öğrenci için en iyi oturma düzeni
değişiklik gösterebilecektir.
• İşitme engelli öğrenci geleneksel tipte işitme
cihazı kullanıyorsa, mesafe sorununu
çözen özel telsiz sistem ayrıca okula ya da
öğrenciye sağlanmamış ise, bu durumda işitme cihazından yarar sağlanabilmesi
için konuşmacı ile arasındaki mesafenin iki metreyi geçmemesi önerilmektedir.
Yine benzer nedenlerle, çevreden gelen sesler, örneğin koridordan gelen
gürültü, sınıf içinde diğer öğrencilerin yaratmakta olduğu gürültü, kısaca
konuşmacının sesi ile aynı anda ortamda bulunan tüm diğer sesler işitme cihazı
kullanan işitme engelli öğrenciler için önemli bir sorundur. Çünkü işitme
cihazları bu sesleri de konuşma sesleri
İle birlikte yükseltmekte, böylece konuşma seslerini
tanımaları, anlamaları ve öğrenmeleri engellenmektedir.
• İşitme engelli öğrencinin konuşulanları
anlayabilmesi için aynı zamanda dudak okuma ile de görsel ipuçları alması
gerekmektedir. Öğrenci yalnızca dudakların hareketini izlememekte, aynı zamanda
gözlerde oluşan anlam, yanaklar ve çenenin hareketleri gibi yüzün tümünde yer
alan mimik ve bedenin kullanılması ile oluşan jestleri izleyerek de anlam çıkarabilmektedir.
Bunun için de işitme engelli öğrencinin öğretmenini ve sınıfta söz alan diğer
öğrencileri olabildiğince rahat izleyebileceği bir oturma düzeni çok yardımcı
olmaktadır.
• Dudak okuma konusunda zaman zaman yanılgılar
olmaktadır. İşitme engelli bireyler ile konuşurken bazı kişiler daha iyi
anlaşılmak amacı ile abartılı dudak ve ağız hareketleri yapmakta, ya da
konuşmanın hızını, temposunu yavaşlatmaktadırlar. Ancak normal konuşma
hareketlerinden ve hızından yapılan her türlü sapma, hem konuşmanın
anlaşılmasını güçleştirecek, hem de işitme engelli çocuğun yanlış konuşma
hareketleri geliştirmesine yol açacaktır.
• İşitme engelli öğrencilerin birçoğu, konuşmaları
iyi anlaşılmadığı için ya da kendileri karşı tarafın konuşmasını çok iyi
anlamadığı için aşırı çekingen davranmakta ve sınıf için konu açılımlarına ve
görüşmelere katılmamakta, öğretmenin sorduğu sorulara yanıt vermekte çekimser
kalmaktadır. Öğretmenin bu durumu fark etmesi ve katılımlarını sağlamak için bu
öğrencilere önceleri kısa yanıtlar gerektiren sorular yöneltmesi, ayrıca diğer
öğrenciler ile küme çalışmalarına katarak bir ekip içinde derse katılımını
özendirmesi yardımcı olabilir.
• İşitme engelli bir öğrenciyi engelsiz öğrenciler
ile birlikte bir sınıf içine yerleştirmek,
Öğrenciler arasındaki sosyal etkileşimin
gerçekleşeceğini garantilememektedir.
Belki de daha kolay anlaşabildiği ve yardım aldığı
için, işitme engelli
öğrenci her konuda danışmak ve soru sormak amacıyla
sınıf arkadaşlarına
değil de öğretmenine başvurmak eğiliminde olabilir.
Bu nedenle öğretmeni, sınıftaki
diğer öğrencilerin de sırayla bu öğrenciye yardımcı
olmalarını sağlayabilir.
Bireysel
Planlamanın Yapılması
Her özürlü çocuğun eğitimden en üst
düzeyde yararlanabilmesi ancak bireysel olarak değerlendirilmesi,
gereksinimlerinin planlanması ve bu doğrultuda yerleştirilme kararlarının
alınması ile gerçekleşebilir. Bir diğer anlatım ile bireysel eğitim planları
yapılmalıdır. Eğitimin bireysel planlamasının yapılması şu konuları
içermelidir:
• Öğrenci için gerçek öğrenmenin en iyi hangi
ortamlarda ve koşullarda sağlanabileceği.
• Normaller ile hangi konuları hangi koşullarda bir
arada öğrenebileceği.
• Hangi konularda, hangi zaman aralıkları ile özel
öğretime gereksinimi olduğu.
• Gerekli olan destek hizmetlerini verecek olan
personelin kimler olacağı.
• Bu personelin hangi mesleki ve kişilik
özelliklerini bulunduracağı.
• Değerlendirmenin nasıl ve kimler tarafından
yapılacağı v.b. gibi.
İşitme
Engelli Bireylerde Kaynaştırma Eğitimi
Kaynaştırma; özel eğitim
gerektiren bireylerin, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim ve
öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın
eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan, destek eğitim hizmetlerinin
sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır.
Tanımdan
da anlaşılacağı üzere kaynaştırma, engelli öğrencinin sadece genel eğitim
ortamına yerleştirilmesini içeren bir süreç değil beraberinde destek
hizmetleri, uygun planlamaları ve çeşitli düzenlemeleri gerektiren teknik bir
uygulamadır. Bu uygulamanın amacı, engelli çocuklarla normal yaşıtlarını
eğitsel ve sosyal yönden bütünleştirilmektedir.
Kaynaştırma
uygulamaları; özel gereksinimi olan bir öğrencinin, en az kısıtlayıcı ortamda
eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesi, diğer bir değişle, eğitim
gereksinimlerinin en iyi şekilde karşılanacağı ve normal yaşıtlarıyla
olabildiğince fazla bir arada bulunacağı eğitim ortamına yerleştirilmesi
esasına dayanmaktadır.
Kaynaştırma,
her tür ve düzeyde engele sahip öğrenciler için gerekli bir
uygulamadır. Tüm engel gruplarında olduğu gibi işitme engellilerin eğitinde de
kaynaştırma uygulamalarının önemli bir yeri vardır. Bu doğrultuda işitme
engelli öğrenciler açısından bakıldığında;
İşitme
engelli öğrenciyi, işiten akranlarını, işiten öğrencilerin ve işitme engelli
öğrencinin ailelerini kaynaştırmaya hazırlama,
İşitme engelli öğrenci için en uygun eğitimi
en az kısıtlayıcı ortamda sağlama,
İşitme engelli öğrencileri bireysel
gereksinimlerine göre değerlendirme,
İşitme
engelli öğrencinin normal sınıftaki eğitiminde karşılaşabileceği problemlere
ilişkin olarak sınıf öğretmenine ve okul personeline yardımcı olma esasları
kaynaştırma uygulamalarında önem kazanmaktadır.
Kaynaştırmayı
Başarıya Ulaştıran Etmenler
Kaynaştırma
programı ile engelli bireyin var olan performansının, en üst düzeye çıkarılması
mümkündür. Bunun gerçekleşebilmesi için kaynaştırma yapılan eğitim ortamlarında
bir takım düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Okul
Personelinin Kaynaştırma Yaklaşımını Benimsemesi:
Okul
idaresi, kaynaştırma sınıfı öğretmeni ve okuldaki diğer tüm personelin
kaynaştırmaya yönelik olumlu ve destekleyici bir tutum içinde olması
kaynaştırma uygulamalarının başarıya ulaşmasında önemli bir etkendir. Bu
doğrultuda, okul idaresi, sınıf öğretmeni, rehber öğretmen ve okulun diğer tüm
personeli kaynaştırma öğrencisinin tüm okul tarafından kabulünde, üzerine
düşeni yapmalıdır. Öncelikle, kaynaştırmanın engelli öğrencilerin hakkı
olduğuna inanmalı, gerekli planlamalar ve düzenlemeler yapıldığında bu
öğrencilerin gerçekleştirebilecekleri en yüksek başarıya ulaşabileceği
unutulmamalıdır.
Kaynaştırmaya
Hazırlık:
Kaynaştırma
programına başlanılmasından önce işitme engelli ve işiten öğrencilerin,
öğretmenlerin, işitme engelli ve işiten çocukların ailelerinin program hakkında
bilgilendirilerek, hazır bulunuşluklarının sağlanması gereklidir.
İşiten çocukların hazırlanması:
Öğretmenlerin, işiten çocuklara, sınıfa yeni katılacak olan öğrenci hakkında
bilgi vermeleri gerekir. İşitme engelli öğrencinin bazı yetersizlikleri olduğu,
fakat bunun yanı sıra birlikte birçok şey yapabilecekleri, işitme cihazı ve
cihazın işlevi, işitme engelli arkadaşlarına nasıl yardımcı olabilecekleri ve
toplumda onlar gibi işitme engelli birçok kişinin bulunduğu anlatılmalıdır.
İşiten çocuklar, işitme engeli, kullanılan işitme cihazları ile ilgili olarak
film, fotoğraf ve kitap vb. araç gereçlerden de yararlanılarak
bilgilendirilmelidir. Böylece öğrencilerin işitme engelli arkadaşlarına karşı olumlu
bir tutum geliştirmeleri sağlanmaya çalışılacak, bu da işitme engelli çocuğun
sınıf ortamına uyumunu ve kabulünü kolaylaştıracaktır.
Engelli çocukların ailelerinin
hazırlanması: Engelli çocuğu olan ailelerin endişelerini azaltmak ve onları
kaynaştırma programı hakkında bilgilendirmek için; engelli çocuğun kaynaştırma
programında karşılaşabileceği güçlükler, programın özellikleri, okul ve sınıfın
özellikleri, çocuğun okul ortamındaki güvenliği, ailenin evde yapması gereken
destek eğitim hakkında onlara bilgiler verilmelidir. Ayrıca kaynaştırma
süresince aileler düzenli aralıklarla okula davet edilerek, çocuğun gelişimi
hakkında bilgilendirilmeli ve diğer ailelerle etkileşimde bulunmaları
sağlanmalıdır.
İşiten çocukların ailelerinin
hazırlanması: İşiten çocukların aileleri, sınıftaki engelli öğrencinin
özellikleri, yeterlilik ve yetersizlikleri, sınıfa uyumu gibi konularda
bilgilendirilmelidirler. Bu aileler, engelli çocukların aileleri ile
tanıştırılarak birbirlerine destek vermeleri sağlanabilir. Ayrıca bu ailelerin,
sınıfta işitme engelli bir öğrencinin varlığıyla kendi çocuklarının olumsuz
yönde etkilenebileceği, sınıf düzeninin bozulabileceği, öğretimin
aksayabileceği ve öğretmenin sadece kaynaştırma öğrencisi ile ilgilenerek
diğerlerini ihmal edebileceği yönündeki kaygıları olabildiğince azaltılmaya
çalışılmalıdır. Bunun için öğretmenin, gerek kaynaştırma uygulamasının içeriği
gerekse bireyselleştirilmiş eğitim programlarının niteliği konularında onları
bilgilendirmesi uygun olacaktır.
Öğretim
Planlarının Bireyselleştirilmesi:
Öğretim planlarının
bireyselleştirilmesinde, işitme engelli öğrencinin gereksinim ve öncelikleri
dikkate alınarak tüm alanlardaki(örneğin, okuma-yazma, matematik, vb.)
performans düzeyinin belirlenmesi söz konusudur. Kaynaştırmaya alınan işitme
engelli öğrencinin destek eğitime ihtiyaç duyduğu alanlar belirlenerek öğrenci
için uzun dönemli ve kısa dönemli hedeflerin belirlenmesi gereklidir. Öğrenci
için belirlenen amaçlar doğrultusunda okulda yapılan etkinlikler hakkında aile
bilgilendirilmeli, evde yapılabilecek çalışmalar saptanarak aile bu konuda
yönlendirilmelidir.
Kaynaştırma
Öğretmenin Yapması Gerekenler:
Kaynaştırma
öğretmeni, başarılı bir kaynaştırma uygulaması için etkili bir sınıf yönetimine
ihtiyaç duyar. Kaynaştırma uygulaması yapılan bir sınıfta etkili bir sınıf
yönetimi için;
İşitme engelli öğrenci dâhil her
öğrencinin yapamadıklarına değil yapabildiklerine yoğunlaşılmalı, her öğrenci
diğer akranları ile değil kendi içinde gösterdiği gelişme ile değerlendirilmelidir.
Öğrencilerin başarıları anında ödüllendirilmelidir.
İşitme engelli öğrenci, öğretmeni
takip etmekte ve anlamakta zorluklarla karşılaşabilir. Bu nedenle sınıf içinde
bir takım ortam düzenlemelerine gidilerek, işitme engelli öğrenci, tahtayı ve öğretmeni
rahatlıkla görüp işitebileceği, gürültüden uzak bir yere oturtulmalı ve
öğrencinin dersi kolay izlemesi sağlanmalıdır.
Öğretmen, öğrenciyi soru sormaya
teşvik etmeli, ders işlenişlerinde tekrarlara yer vermelidir.
Öğrenmeyi kolaylaştırabilmek için
materyal kullanımına özen gösterilmeli, öğretimde kullanılan materyaller
çocukların yaşamından seçilen, görsel materyallerle desteklenmelidir.
Konulara uygun geziler düzenlenerek konu
öğretimleri pekiştirilmelidir. Okulda anlatılan derslerle ilgili olarak aileye
bilgi verilmeli, aile evde yapabileceği etkinlikler konusunda
yönlendirilmelidir.
İşitme engelli öğrenciyle
konuşurken ağız hareketleri abartılmamalı, diğer öğrencilerle konuşuyormuş gibi
konuşulmalıdır.
İşitme engelli öğrencinin
akranlarını ve öğretmenini model alarak konuşmasının gelişeceği unutulmamalı ve
öğrenci rencide edilmeden söyledikleri anlaşılmaya çalışılmalıdır.
Sınıf içinde işitme engelli
öğrencinin istek ve duyguları önemsenmelidir.
İşitme engelli öğrenciye soru
sorarken, önce yapabildikleri sorulmalı daha sonra yapamadıklarını öğrenme
yoluna gidilmelidir.
İşitme engelli öğrencinin
özellikleri ve cihazı hakkında diğer öğrencilere bilgi verilerek sınıf içinde
kabulü sağlanmalıdır.
İşitme engelli öğrencilerin sınıf
düzeyine göre geri kaldığı konularda kaynak oda desteğinden yararlanması
sağlanmalıdır.
İşiten öğrencilerin ailelerinin
sınıfta işitme engelli bir öğrencinin varlığı ile kendi çocuklarının ihmal
edileceğine dair kaygıları ve işitme engelli öğrencilerin ailelerinin kendi
çocuklarının uyumuna yönelik kaygıları, gerektiğinde rehber öğretmen veya diğer
uzmanlardan destek alınarak giderilmelidir.
Destek
Özel Eğitim Hizmetleri
Kaynaştırma uygulamalarının yarar
sağlayacak şekilde yürütülmesinde, destek özel eğitim hizmetlerinin önemli bir
rolü vardır. Destek özel eğitim hizmetleri, kaynaştırma uygulamasından
yararlanan işitme engelli öğrenciye ve/veya öğretmenine sağlanan özel eğitim
hizmetleridir. Bu hizmetler öğrencinin gereksinimleri doğrultusunda uygulanan
eğitim destek hizmetleridir.
Kaynaştırma uygulamasına dâhil olan
işitme engelli öğrencinin eğitim gereksinimlerinin tümü devam ettiği sınıfta
karşılanamadığı durumlarda kaynak oda uygulamasından yararlanılması uygundur.
İşitme engelli öğrenci, belirlenen derslerde ve uygun görülen saatlerde
sınıftan çıkarılarak kaynak odada bireysel veya grup eğitimi şeklinde yürütülen
çalışmalardan yararlanması sağlanır. Ayrıca, kaynak oda eğitimi ile sınıftaki
eğitimin tutarlı olabilmesi ve kaynak oda uygulamasının amacına ulaşabilmesi
için kaynak oda öğretmeni ile sınıf öğretmeninin yakın iş birliği içinde
olmaları gerekir.
Sınıf içi yardım; destek özel
eğitim kapsamına giren diğer bir uygulamadır. Gerektiğinde kaynaştırma
uygulamasının yürütüldüğü sınıfta, özel eğitim öğretmeni ya da yardımcı
öğretmen tarafından sınıf içi yardım sağlanabilir. Sınıf içi yardım
uygulamasında sınıf öğretmeni sınıfın geri kalanı ile ders işlerken yardımcı
öğretmen kaynaştırma öğrencisi ile bireysel çalışır ya da tam tersi bir şekilde
sınıf öğretmeni kaynaştırma öğrencisi ile ilgilenirken yardımcı öğretmen
sınıfın geri kalanı ile ders yapabilir. Yapılacak fiziksel düzenlemeler ve
planlamalar sınıf içi yardım uygulamalarında çıkabilecek aksaklıkları
önleyecektir.
Türkiye'de
İşitme Engelli Çocukların Eğitimleri
Türkiye'de işitme engelli
çocukların eğitimlerinin sorumluluğu, düzenlenmesi ve denetimi, diğer özel
gereksinimi olan ve olmayan gruplarla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'ndadır. Yakın
dönemde gerçekleştirilen Milli Eğitim Reformu ile zorunlu eğitim, bu çocuklar
için de ilköğretim kademesine yükseltilmiş bulunmaktadır. Halen Türkiye'de
yatılı/gündüzlü kurum olarak 49 adet işitme engelliler ilköğretim okulu, ayrıca
7 adet gündüzlü işitme engelliler çok-amaçlı meslek lisesi bulunmaktadır. Doğrudan
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bu okullar dışında, Anadolu Üniversitesi'nde
her kademede eğitim veren bir İşitme Engelli Çocuklar Eğitim ve Araştırma Merkezi
(İÇEM) bulunmaktadır. Diğer bazı üniversitelerde de işitme engelli çocukların
ve ailelerinin eğitimlerine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Çeşitli illerde, özel
kişilerce kurulan ve yürütülen bazı okulöncesi eğitim çalışmaları da vardır. Milli
Eğitim Bakanlığı'na bağlı bu okullarda eğitimde kullanılan iletişim yöntemi, okul
yönetmeliklerine göre oral yöntem, diğer adı ile yapılandırılmış sözel
yöntemdir. Ancak yapılan araştırmalar ve gözlemler, bu okullarda çeşitli işaret
yöntemlerinin de kullanıldığını göstermektedir. Bu okullara başvuran çocukların
çok geç teşhis edilmesi ve cihazlandırılması, birçoğunun hiç
cihazlandırılamaması ve diğer bazı n edenler sonucunda öğrenciler konuşmayı ve
sözel dili öğrenme fırsatları bulamamakta, iletişim gereksinimlerini çeşitli
işaretler, jestler ve beden dili kullanarak karşılamaktadır. Bu okullar
arasında Ankara'daki Kemal Yurtbilir İlköğretim Okulu, kuruluş yönetmeliği ile
İÇEM modelini örnek almış, bu doğrultuda Doğal İşitsel-Sözel Yöntemi benimsemiş
ve tüm çalışmalarını bu yönde düzenlemiştir. Bu nedenle de, bu okuldaki
öğrencilerin gelişimlerinde bir farklılık gözlenmektedir. Özel eğitim kurumları
dışında, normal işiten öğrenciler ile birlikte eğitim alan işitme engelli
öğrenciler de bulunmaktadır. Kaynaştırma uygulamasındaki bu öğrencilerin sayısı,
1997-1998 öğretim yılı itibariyle 1.620 'dir. Ancak, kaynaştırmadaki işitme
engelli öğrenciler için gerekli ortamların ve destek hizmetlerinin sağlanabilmesi
bu alanda bazı çalışmaların yapılmasını gerektirmektedir. Türkiye'de ilk kez
engelli bireylere yüksek öğretim kademesinde eğitim vermek üzere Anadolu
Üniversitesinde kurulmuş bulunan Engelliler Entegre Yüksekokulu, 1993 yılında,
eğitim ve öğretime işitme engelliler ile başlamıştır. Yüksek öğretim kademesinde
1997-1998 öğretim yılında toplam 72 öğrencisi bulunmaktadır. Yüksekokulun bazı
programlarına 1998-1999 öğretim yılı için ortopedik engelleri bulunan öğrencilerin
de alınması ile ilgili çalışmalar sürmektedir. Halen, Mimarlık lisans, Grafik
Sanatları Lisans, Seramik Sanatları lisans; Bilgisayar Operatörlüğü Önlisans, Yapı
Ressamlığı Önlisans olmak üzere beş program içinde eğitim vermektedir.
İÇEM Örneği
Türkiye'de işitme engelli çocukların eğitimleri için
model kurum niteliğine sahip olan bir kurum, İÇEM-İşitme Engelli Çocuklar
Eğitim ve Araştırma Merkezi, Anadolu Üniversitesi bünyesinde 1979 yılından beri
çalışmalarını sürdürmektedir. Odyoloji klinikleri, aile eğitim programları da
bulunan bu kurumda okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde işitme
engelli öğrencilere tam gün eğitim verilmektedir. Kaynaştırma uygulaması da
bulunduğundan, 1997-1998 öğretim yılında okuldaki öğrenci sayısı, işiten 110
öğrenci ve işitme engelli 161 öğrenci olmak üzere toplam 271'dir. Bu kurumda,
işitme engelli çocuklar için tüm gerekli ortamlar sağlandığında, ileri ve çok
ileri derecelerde işitme kayıplarına sahip çocukların ana dillerini
kazandıklarını ve konuşmayı öğrendiklerini gözlemek olasıdır.
KAYNAKÇA;
ü Baykoç,
D. N. ve diğerleri. Okulöncesi Dönemde Dil Gelişimi Etkinlikleri. Ankara:
ü 1997.
ü Özsoy,
Y., M. Özyürek ve S. Eripek. Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar: Özel EğitimeGiriş
(8. Basım). Ankara: Karatepe Yayınları, 1997.
ü Tüfekçioğlu,
U. Kaynaştırmadaki İşitme Engelli Çocuklar. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
ü Yayınları
627. 1992.
ü Özürlü
İnsanların İkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları”, TS 9111/Nisan 1991
ü Sucuoğlu,
Bülbin (2006). İlköğretimde Kaynaştırma Uygulamaları. Morpa Kültür
Yayınları
ü Eripek,
Süleyman (2007). Özel Eğitim. TC. Anadolu Üniversitesi Yayınları,
No:1411/ Açıköğretim Fak. Yayınları, No: 756
ü Girgin,Cem
(2003). İşitme Engelli Çocukların Eğitimine Giriş. TC.Anadolu
Üniversitesi Yayınları, No.1531/ Engelliler Entegre Yüksek Okulu Yayınları;
No.6.
ü ÇAĞLAR
Doğan, İşitme Özürlülere Konuşma Öğretimi, Ankara, 1985.
ü http://www.ozelgokkusagi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=55
ü http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/IOLTP/1267/unite08.pdf
ü http://www.ozelegitimsitesi.com/isitme-konusma-egitimi/isitme-engellilerin-egitimdeki-yontemler.html
ü http://www.ozelegitimsitesi.com/isitme-konusma-egitimi/isitme-engelliler-egitim.html
ü http://www.ozelgokkusagi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=78