TC
Abant
İzzet Baysal Üniversitesi
Türkçe
Eğitimi Bölümü
Türk Eğitim Sistemi
ve Okul Yönetimi Dersi
Grup
Ödevi Sunum Raporu
Hubeyb
KÖSE 090110044
Durmuş
ÖZKULLUK 0901100
Fatih
KOÇAK 0901100
Öğretim
Üyesi: Doç. Dr. Salih Paşa
MEMİŞOĞLU
BOLU,
2013
YÖNETİCİ KAVRAMINDAKİ
DEĞİŞİKLİKLER
Yönetici kavramıyla ilgili olarak son yıllarda,hem tanım
olarak hem de terim olarak değişiklikler ortaya çıkmıştır.Yönetim işinin
bünyesinin değişmesine pararel olarak 'yönetici' terimi yerine ,bu değişmeleri
ve gelişmeleri daha iyi ifade ettiği düşünülen başka terimler kullanılmaya
başlanmıştır.Yönetici terimi ve kavramının yerini almaya aday görünen bu
kavramların başlıcaları şunlardır:Lider (Önder) , Koç (Coach) ,Kolaylaştırıcı
(Facilitator), Mentor (Koruyucu), Mümkün Kılıcı (Enabler), Destekleyici
(Sponsor).
Koç (öğretici)
öğrenicinin yanındadır, fakat karışmaz, gözlem yapar ancak öğrenicinin tüm
sorularını cevaplamaya hazırdır.
Bir kavram olarak mentorluk eğitme, geliştirme, yetiştirme,
çevreye uyumlu hale getirme, sosyalize etme, önünü açma, destekleme, belirli
norm ve değer yargılarını kabul ettirme ve korumayı kapsamaktadır.
Kolaylaştırıcı işi fiilen yapanların, daha başarılı olmaları
için ortamı hazırlar, çalışanlara kısa ve uzun vadeli kariyer geliştirmelerinde
yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Mümkün kılıcı da niteliği itibari ile, Mentor ve
Kolaylaştırıcı ile aynı paralelde bir kavramdır.Bu anlamda yönetici,
çalışanların daha üstün bir performansa ulaşmalarını ve sahip oldukları
yetenekleri tam olarak ortaya çıkarmalarını sağlayan kişidir.
YÖNETİCİLİK VE LİDERLİK
Organizasyon yapılarının basıklaşması, güçlendirme
uygulamaları, takım (grup) bazında organizasyon ,kazanılmış otorite gibi
kavramlar, esas itibariyle pozisyona (makama ) dayanan formal otoriteyi
kullanan 'yönetici' yerine, 'lider' kavramını ön plana getirmiştir.
LİDERLİĞİN ESASI
Liderlik belirli şartlar altında, belirli kişisel veya grup
amaçlarını gerçekleştirmek üzere, bir kimsenin başkalarının faaliyetlerini
etkilemesi ve yönlendirmesi süreci olarak tanımlanabilir.Dolayısıyla liderlik,
liderin yaptığı şeylerle ilgili bir süreçtir.Liderlik sürecinin esasını, bir
kişinin başkasını etkileyebilmesi oluşturmaktadır.Bir kişi nasıl başkalarını
etkileyebilir?Veya neden bir grup insan lider olarak beliren kişi tarafından
etkilenir?Bu etkilenmede hangi mekanizmalar rol oynamaktadır?Liderlik konusu
ile ilgili teori ve yaklaşımlar bu
sorulara cevap arama peşindedir.
Etkileme olayı liderin kullandığı güç kaynakları ile yakından
ilgilidir.
Liderliğin oluşması için formal organizasyonun mevcudiyeti
şart değildir.Belirli bir grubun , belirli bir kişinin arkasından belirli
amaçları gerçekleştirmek üzere gitmesi ile liderlik süreci oluşur.
Liderliğin oluşması için liderin
resmi yetkilerle donatılması da şart değildir.Hiçbir yetkisi olmadığı halde
büyük bir grubu peşinden sürükleyen liderler olabileceği gibi, çok geniş
yetkilere sahip olduğu halde bunları kullanamayan dolayısıyla grubu peşinden
sürükleyemeyen yöneticiler de olabilir.
Lider ile yönetici eş anlamlı değildir.Yöneticilik rolü
olmayan liderler olduğu gibi, liderlik niteliklerine sahip olmayan yöneticiler
de olabilir.Ancak ideal olanı, yöneticilerin aynı zamanda liderlik
niteliklerine sahip olmaları ve liderlerin yaptıkları işleri yapmalarıdır.
Liderliğin sadece organizasyonların üst kademelerini işgal
edenlere has bir süreç olduğu da düşünülmemelidir.Liderlik süreci değişik
boyutlar, kalıplar ve kapsama sahip olabilir.Bir ustabaşı veya formen'in de
liderlik yapması gerekir, bir genel müdürün de.Aralarındaki fark kendilerini
izleyenlerin sayısı, gerçekleştirmek istedikleri amaçların niteliği, içinde
bulundukları koşullardır.Yoksa süreç olarak liderlik işi aynıdır.
Yönetici mevcut koşullar altında organizasyonun en iyi sonucu
üretebilmesine çalışır.Liderlik ise işletmelerin değişmelerine uyabilmesi için
gerekli yenilik ve düzenlemeleri yapmak, organizasyona yeni bir vizyon vermekle
ilgilidir.
Liderlik=f(Lider, İzleyiciler, Koşullar)
Yani önderlik süreci, önder, izleyiciler ve koşullar
arasındaki ilişkilerden oluşan karmaşık bir süreçtir.Liderlikle ilgili çeşitli
teori ve yaklaşımlar geliştirilmiştir.Her teori liderlik sürecinin değişik
yönlerini ele almış ve süreci anlamak için değişik değişkenlere ağırlık
vermiştir.Ancak tüm bu teori ve yaklaşımlara ve uygulamalı araştırmalara
rağmen, henüz liderlik olayını tam olarak anlamamıza yarayacak kapsamlı teori
veya yaklaşımın bulunmadığı belirtilmelidir.
LİDERLİK TEORİLERİ
Özellikler Teorisi(Traits
Approach)
Liderlikle ilgili olarak ilk geliştirilen yaklaşım budur.Bu
teori 'önder' değişkenini esas almaktadır.Belirli bir grup içinde bir kişinin
lider olarak belirmesi (kabul edilmesi) ve grubu yönetmesinin nedeni bu kişinin
sahip olduğu özelliklerdir.Bu teoriye göre lider fiziksel ve kişilik (personality) özellikleri açısından
izleyicilerden farklıdır.Liderlerin hangi açılardan izleyicilerden farklı
olduğunu açıklayabilmek için yüzlerce raştırma yapılmış ve örnek olarak verilen
şu özellikler üzerinde durulmuştur.
-Yaş -Güzel konuşma yeteneği -Dürüstlük
-Boy -Zeka -Samimiyet
-Cinsiyet -Bilgi -Doğruluk
-Irk -Kişiler arasındaki ilişki -Açıksözlülük
-Yakışıklılık kurma yeteneği
-Kendine güven
-Başkalarına güven
-İnsiyatif sahibi olma duyma
duyma
-Hissel olgunluk -Kararlılık -İş
başarma
yeteneği
Önderlik sürecini sadece ' önder' değişkeni olarak ele alan
bu teori eleştirilere uğramıştır.Yapılan araştırmalarda bazen etkin liderlerin
aynı özellikleri taşımadığı belirlenmiş; bazen grup üyeleri arasında
(izleyiciler) arasında liderin özelliklerinden daha fazlasına sahip olanlar
bulunduğu halde bunların lider olarak ortaya çıkmadıkları gözlenmiştir.Bu
sonuçlar, liderlik sürecinin tam olarak anlaşılabilmesi için başka değişkenlere
de bakılmasını zorunlu kılmıştır.Liderin sahip olduğu özellikler
yerine,izleyicilerin özelliklerine ,liderin nasıl davrandığına bakmaya başlamışlardır.Böylece
karşımıza Davranışsal Liderlik Teorisi çıkmıştır.
Davranışsal Liderlik Teorisi ve
Liderlik
Liderlik sürecini açıklamaya çalışan bu teorinin ana fikri,
liderleri başarılı ve etkin yapan hususun, liderin özelliklerinden çok, liderin
liderlik yaparken gösterdiği davranışlar olduğudur.Liderin astlarıyla iletişim
şekli,yetki devredip devretmemesi, planlama ve kontrol şekli, amaçları
belirleme şekli vs. gibi davranışlar liderin etkinliğini belirleyen önemli
faktörler olarak ele almıştır.
a)Ohio State Üniversitesi liderlik çalışmaları
Davranışsal liderlik teorisinin gelişmesine büyük katkıda
bulunan çalışmalardan birisi 1945'te başlayan Ohio State Üniversitesi liderlik
çalışmasıdır.Bu çalışmanın amacı liderin nasıl tanımlandığını tespit etmek olmuştur.Daha
sonra bu tanımlar faktör analizine tabi tutulmuş ve liderlik sürecini ve lideri
açıklayan faktörler belirlenmeye çalışılmıştır.Bunu gerçekleştirebilmek için
Lider Davranışı Tanımlama Soru Karnesi(Questionnaire) başlıklı ve liderlerin
davranışını esas alan bir araç kullanılmıştır.
Bu çalışmaların sonucunda iki önemli bağımsız değişkenin
önemli rol oynadıkları belirlenmiştir.
Kişiyi dikkate alma faktörü, liderin izleyicileri üzerinde güven ve saygı
yaratması ,onlarla dostluk ve arkadaşlık geliştirmesi yönündeki davranışlarını
ifade etmektedir.Bu faktör, liderin davranışlarında izleyicilerine ağırlık
vermesini göstermektedir.
İnsiyatif (veya işe ağırlık
verme) faktörü ise, liderin, gerçekleştirilmek istenen maçla ilgili işin
zamanında tamamlanması için amaç belirleme, grup üyelerini organize etme,
iletişim sistemini belirleme, iş ile ilgili süreleri (deadlines) belirleme ve bu doğrultuda talimatlar verme
yönündeki, davranışını ifade etmektir.
Ohio State çalışmalarının esas bulguları şunlardır:
-Liderin kişiyi dikkate alan davranışları arttıkça personel
devir hızı (employee turnover) ve devamsızlığı azalmaktadır,
-Liderin insiyatifi esas alan davranışları arttıkça grup
üyelerinin performansı artmaktadır.
Ohio Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalar sonucunda,eğer
lider işgören merkezli,katılımcı ise,işgörenlerin şikayetleri ve işgücü devri
oranlarının en düşük,iş tatminin en yüzeyde olduğu ortaya çıkmıştır.Eğer lider
iş merkezli,yapığı harekete geçiren(initiating structure) bir liderse,aynı
konularda daha başarısız bulunmuştur.Bu nedenle en etkili liderler işgören
merkezli,katılımcı (demokratik) olanlardır.
b)University of Michagan liderlik çalışmaları
1947 civarında University of Michiganda Rensis Likert'in
yönetiminde yapılan bir seri çalışmadır.Bu çalışmalarda verimlilik ,iş tatmini,
personel devir hızı ,şikayetler,devamsızlık, maliyet ve motivasyon gibi
kriterler kullanılmıştır.Ohio State çalışmalarında olduğu gibi ,iki faktör
etrafında toplandığı görülmüştür.
-kişiye yönelik davranış(employee-centered style)
-işe yönelik davranış (job-centered style)
Bu çalışmaya göre işe yönelik lider ,grup
üyelerinin(izleyicilerin) önceden belirlenen ilke ve yöntemlere göre çalışıp
çalışmadıklarını yakından kontrol eden ,büyüyk ölçüde cezalandırma ve mevkiye
dayanan resmi(formal) otoritesini kullanan bir davranış gösterir.Buna karşılık
kişiye yönelik lider ,yetki devrini esas alan , grup üyelerinin tatminini
artıracak çalışma koşullarının geliştirilmesine çalışan ve izleyicilerin
kişisel gelişme ve ilerlemeleri ile yakından ilgilenen bir davranış gösterir.
Bu çalışmaların ulaştığı genel sonuç kişiye yönelik bir
liderlik davranışının daha etkin olduğudur.Teorinin ağırlık noktasını
liderlerin izleyicilerine karşı nasıl davrandıkları (hareket ettikleri)
olmuştur.Ancak bu teorilerle ilgili olarak da,kullanılan kavramların
basitleştirildiği ve genellemelere gidildiği noktasından, kullanılan
metodolojinin geçerliliğine kadar değişen eleştiriler yapılmıştır.
c)Blake ve Mouton'un yönetim tarzı matriksi
(managerial Grid) modeli
Yukarıda sözü edilen
araştırmaların varsayımları ve ulaştıkları sonuçlar Robert Blake ve Jane Mouton
tarafından 'yönetim tarzı matriksi' olarak adlandırılabilecek ve yöneticilerin
davranışlarını açıklamak ve değiştirmekte kullanılan bir matriks haline getirilmiştir.Büyük
ölçüde örgüt geliştirme (Organization Development-OD) ile ilgili eğitim
programlarında kullanılan bu model , liderlerin davranırken ağırlık verdikleri
faktörleri iki grupta toplamıştır.Bunlar:
-üretime yönelik olma (concern for production)
-kişiler arası ilişkişlere yönelik olma (concern for
relationships) boyutlarıdır.
Ayrıca her boyut da bu faktörlerle ilgili dereceleri gösteren
9 bölüme ayrılmıştır.Bunun sonucu olarak bir matriks elde edilmiştir.
Yatay eksen üretime yönelik olma, dikey eksen kişiler arası
ilişkilere yönelik olma baz alınacak olursa 9,1 tipi bir yönetici üretime ve
işe son derece önem veren ,fakat kişiye önem vermeyen bir tipi ifade eder.1,9
tipi bir yöneticinin önem verdiği ve duyarlı olduğu konu ise astların hisleri ve
memnun olmalarıdır.5,5 tipi ise hem üretime hemde kişilere ortalama ölçüde
ağırlık veren bir lider tipini ifade eder.
Böyle bir modelin en önemli yararı yöneticiler ve liderlerle
gösterdikleri davranışı kavramsallaştırma (conceptualize) imkanı vermesidir.Ancak
uygulamalı araştırmaların bu modeli fazla desteklememesi,onu araştırmacılar ve
teorisyenler nezdinde tartışmalı hale getirmiştir.
d)McGregor'un X ve Y teorileri
McGregor'a göre yöneticilerin davranışlarını belirleyen en önemli faktörlerden birisi onların insan
davranışı hakkındaki varsayımlarıdır.McGregor 'a göre, bu varsayımlar birbirine
zıt görüşleri içeren iki grupta toplanabilir ve X teorisi ve Y teorisi olarak
adlandırılabilir.X teorisi şu varsayımları içermektedir:
-Ortalama bir insan çalışmayı sevmez ve işten mümkün olduğu
kadar kaçmaya çalışır.
-Ortalama bir insan sorumluluk yüklenmek istemez, fazla
istekli değildir ve güvenceyi herşeye tercih eder.
-Bu özellikleri dolayısıyla insanları çalıştırmak için onları
zorlamalı , yakından kontrol etmeli ve amaçları gerçekleştirmeleri için
cezalandırılmalıdır.
Buna karşın Y teorisi varsayımları şunlardır:
-Kişi için iş, oyun ve dinlenme kadar tabiidir.
-Kişi doğuştan tembel değildir.Onu bu hale getiren
tecrübeleridir.
-Kişi belirlediği amaç doğrultusunda kendi kendini kontrol ederek çalışır.
-Her insanın potansiyeli vardır.Uygun şartlar altında kişi
bunları geliştirir ve daha fazle sorumluluk yüklenmeyi öğrenir.
-Dolayısıyla yöneticinin yapması gereken uygun bir ortam
yaratmak suretiyle insanın kendini geliştirmesini ve sahip olduğu enerjiyi
amaçları doğrultusunda kullanmasını sağlamaktır.
Buna göre X teorisi inancındaki liderler daha çok otoriter ve
mücadeleci bir davranış gösterirken;Y teorisinin varsayımlarını benimseyenler
daha çok demokratik ve katılımcı (participative) bir davranış gösterecektir.
e)Likert 'in sistem 4 modeli
Likert liderlik biçimlerinde dörtlü bir sınıflandırma
kullanmaktadır.Sistem 1 (otoriter lider)
adını verdiği sınıflandırma, tamamen otoriter liderlik biçimini kapsar.Sistem 2
(babacan lider) de yöneticiler astlarına işlerini nasıl yapacakları konusunda
biraz esneklik tanımaktadır.Ancak bu esnekliğin önceden belirlenmiş sınırları
vardır. Bu lider tipi ,esas olarak ototratik olup, liderliğinde uzaktan denetim
söz konusudur.Sistem 3 (astlara danışan lider)
de yöneticiler, örgüt ve grup amaçları konusunda ,görevleri nasıl yerine
getireceklerine karar vermiş olan astlarla karşılıklı konuşarak
tartışırlar.sistem 4(katılımcı lider)’te ise,ise,bütün grup üyelerinin
görüşü,son karardan önce dikkate alınır.Liderde kendi çalışmalarını kendileri
denetleyen ve değerlendiren astlar arasında açık iletişim vardır.Likert,çeşitli
endüstri ve ticari örgütlerde verimlilik,işe devamsızlık,personel devri,çıktı
kalitesi gibi göstergeler üzerinde veriler toplayarak,işgören merkezli,sistem 4
liderlik biçiminin daha etkili olduğu saptanmıştır.
Rensis Likert'in sistem 4 modeline göre her grup belirli
varsayım ve davranışları içerir:
Önderlik Sistem1 Sistem2 Sistem3 Sistem4
değişkeni (istismarcı (Yardımsever (Katılımcı) (Demokratik)
Otokratik) Otokratik)
1.Astlara Astlara
gü- Hizmetçi-e- Kısmen güve- Bütün konular-
olan venmez fendisi arasın- nir,fakat karar- da tam olarak
güven daki
gibi bir larla ilgili
kontro- güvenir.
güven anlayı- le sahip olmak şına sahiptir. ister.
2.Astların Astlar iş
Astlar kendi- Astlar
kendilerini Astlar kendi-
algıladığı ile
ilgili lerini
serbest oldukça serbest lerini tamamı
serbesti
konuları fazla
serbest hisseder ile serbest
tartışmak
hissetmez
hisseder.
konusunda
kendilerini
hiç serbest
hissetmezler.
3.Üstün İşle
ilgili so- Bazen astların Genel olarak
Daima ast-
astlarla o- runların
çö- fikrini sorar astların ların fikrini
lan
zümünde ast-
fikrini alır
alır,ve
ilişkisi
ların fikrini ve
onları onları
nadiren alır kullanmaya kullanır
çalışır
Likert 'in
araştırmaları ,verimliliği yüksek grupların Sistem 3ve Sistem 4 tipi bir
yönetim altında olduklarını ; verimliliği düşük grupların ise Sistem1 ve Sistem
2 tipi bir yönetim altında olduklarını göstermiştir.
Sistem 4
modeline metodolojiye ilişkin çeşitli eleştiriler yapılmıştır.Ayrıca bu modelin
Sistem 4 uygulamasını her yerde daima geçerli en etkin yönetim tarzı
sayması da eleştiri konusu olmuştur.
f)Önderlik tarzları ile ilgili diğer
sınıflandırmalar
Sözü edilenlerden başka pek çok sınıflama geliştirilmiştir.
Bunlardan en çok bilineni liderleri Otokratik, Katılımcı (participative) ve tam
serbesti veren (free-reign) liderler olarak sınıflayan ayrımdır.Bir diğeri ise Otokratik lider ,Bürokratik lider,
Diplomatik lider, Katılımcı lider şeklindeki sınıflamadır.Bir diğer sınıflama
da Tannenbaum-Schmidt tarafından geliştirilen Liderlik Tarzları Seçimi
Ölçeğidir.
Tannenbaum ve Schmidt'in Liderlik Doğrusu Kuramı
Tannenbaum ve Schmidt liderliği, otoriter liderlik-demokratik
liderlik olarak aynı doğru üzerinde iki ayrı uca yerleştirmişler ve bu iki uç
(kutup) arasında yedi durum için yedi liderlik özelliği sıralamıştır.Bunlar;
1-Birinci durumda ,lider kararları alır ve astlara bildirir.
2-İkinci durum,liderin kararını astlara ikna ederek alması
şeklinde belirir.
3-Üçüncü durumda,lider fikirlerini astlar bildirir ve
tepkilerini bekler.
4-Dördüncü durum,liderin değiştirilebilecek geçici bir karar
alması halinde ortaya çıkar.
5-Beşinci durumda, lider sorunu ortaya koyar, astların
görüşlerini alır ve kararı açıklar.
6-Altıncı durum, liderin sorun ya da konu ile ilgili
sınırları tanımlaması ve grubun kararını beklemesi şeklinde açıklanabilir.
7-Yedinci liderlik durumunda,lider kendisi tarafından
belirlenmiş sınırlar içinde grup üyelerinin etkinliğine izin verir.
Liderler yukarıda belirtilen yönetim biçimlerinden birine
karar verecekleri zaman şu üç grup etmeni göz önünde bulundurmalıdırlar.
-Birinci grup etmenler; liderin iş gören katılımına karşı
tutumları,astların eklerine karşı duyduğu güven, belirsizlik durumlarını
yönetebilme kapasitesi vb. gibi etmenlerden oluşur.
-İkinci grup etmenler arasında, astların özellikleri yani
yeterlilik,denetim,katılım arzusu,sorumluluk,örgütsel amaçlarla özdeşleşip
özdeşleşmedikleri vb. gibi etmenler sayılabilir.
-Üçüncü grup etmenler, liderliğin oluştuğu durumun doğasını
kapsar.Örneğin görev tipi, örgüt kültürü, grup bağlılığı, fiziksel çevre vb.
gibi.
Davranışçı Kuramların Eleştirisi:
Davranışçı kuramların olumlu ve olumsuz yönleri
vardır.Kuramların olumlu yönleri arasında,liderlik sürecinde insanla ilgili
etmenlere önem vermeleri,iş tasarımı ve katılım gibi daha geniş örgütsel
konuları yönetim açısından önemli bulmaları sayılabilir.Kuramların eleştirilen
yönü ise,örgütte iş görenlerin karar verme konusunda hevesli olmalarının ve iş
sargınlığının biraz abartılmış olmasıdır.Belirli bazı işlerin sıkıcı
oldukları,memnun edici olmadıkları,işlerin acımasız rekabetçi çevrelerde yer
aldığı gibi çalışma yaşamıyla ilgili gerçeklerin göz ardı edildiği
belirtilmiştir.Eleştiride gerçek çıkar tartışmaları olduğu ve katılımcı demokratik
yaklaşım seçilerek bunların çözülemeyeceği iddia edilmiştir.
Liderlik sürecinin anlaşılması konusundaki üçüncü grup teori
Durumsallık (Koşul Bağımlılık)Teorisi (Contingency teory) adı verilen
teoridir.Bu teorinin ağırlık noktası ise, liderin kendisi, izleyiciler ve
koşullar arasındaki ilişkidir.
Liderlikte Durumsallık (koşul
bağımlılık)Teorisi (Contigency Approach)
Liderlik eşitliğinin üçüncü değişkeni 'koşullar'
değişkenidir.Durumsallık teorileri liderlik olayının oluştuğu koşullara ağırlık
veren teoridir.Bu teorilerin genel varsayımı
değişik koşulların (durumların) değişik liderlik tarzları
gerektirdiğidir.Durumsallık teorileri henüz başlangıç safhasında olmasına
rağmen liderlik olayının açıklanmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Durumsallık kuramları liderlik biçiminin,özel bir durumun
gereklerine göre biçimlenmesi ve çeşitlenmesi gerektiğini.bu nedenle tek bir
yaklaşımın bütün koşullar için geçerli olmayacağını belirtir.Liderler
davranışlarını,değişen koşullara göre ayarlamalıdır.Otokratik biçimler.hızlı ve
popüler olmayan kararlara gereksinim varsa uygundur fakat bu arada katılımın
yararları kaybolur.Demokratik biçimler,astların güdülenmesini ve iş
sargınlığını artırır.Bu liderlik durumda,verilmiş kararlara genel olarak uyum
ve ne yapılması gerektiği konusunda bir fikir birliği vardır.Ancak
kararlar,katkıda bulunacak deneyim ve uzman bilginin yokluğundan dolayı
başarısız olabilir.Böylece farklı çalışma durumları,farklı liderlik biçimleri
gerektirir.Kuramın savunucularına göre yönetimin rolü,liderler ile durumlar
arasında eleştirmeyi sağlamaktadır.Lider,çeşitli durumların gereklerine dikkat
ederek liderlik biçimini yeniden oluşturmalıdır.
Durumsallık teorisi en uygun liderlik davranışının koşullara
ve durumlara göre değişeceğini söylemektedir.Bu konuda en çok bilinen çalışma
Fred Fiedler'in liderlerin etkinlikleri ile ilgili çalışmasıdır.
a)Fred Fiedler'in Etkin Liderlik Modeli
Fiedler, liderin ortaya çıktığı durumlar üzerinde kurduğu
modelinde,lider ve grup arasındaki ilişkiler, grubun liderin yeteneklerine
güven derecesi, astların yaptıkları işin doğası (zor ,çeşitli, tekdüze vb.) ve
lidere ne derecede otorite verildiği gibi etmenler üzerinde durmaktadır.Kuram
liderlik biçimleri ile durumun istekleri
arasında eleştirme yapılması ve uyumun sağlanması durumunda grup etkinliğinin
artacağını varsaymaktadır.
Liderlerin davranışlarının etkinliğini belirleyen üç önemli
durumsal değişken vardır. Bunlar:
-Lider ile izleyiciler arasındaki ilişkiler (leader-member
relations),
-Başarılacak işin niteliği (task structure)
-Liderin mevkiye dayanan otoritesinin derecesi (position
power)
Fiedler modelindeki bu üç değişkenin anlamı şudur:
-Lider ile izleyiciler arasındaki ilişkiler:Bu değişken
liderin izleyiciler tarafından sevilip tutulduğunu ,lidere olan güven ve
bağlılıklarını ifade etmektedir.Liderin karizmatik kişiliğinin de etkili
olabileceği bu ilişkiler ,liderin izleyicileri etkileme derecesini
belirleyecektir.Eğer bu ilişkiler iyi olarak niteleniyorsa, yani lider sevilip
sayılıyor ve güven duyuluyorsa liderlik için olumlu (favorable) bir ortam var
demektir.Aksine lider kendine güvenilemeyen ,sevilip tutulmayan bir kişi ise
,bu durumda ilişkiler zayıf olarak nitelenecek ve bu durum liderlik için
olumsuz bir ortam yaratacaktır.Kısaca bu değişken liderin grup tarafından kabul
edilme derecesiyle ilgilidir.Bu değişkenin gösterebileceği bu iki özellik İYİ_ZAYIF gibi gösterilebilir.
-Başarılacak işin niteliği:Bu değişken,grubun başarmaya
çalıştığı işin yapılması ile ilgili olarak önceden belirlenmiş belirli yol ve
yöntemlerin bulunup bulunmaması ile ilgilidir.Bazı işler son derece kesin
yöntemlere bağlanmıştır.Bazıları ise tamamen işi yapacak olanların kararına
kalmıştır.
PLANLANMIŞ PLANLANAMAYAN
Yapılanmış Yapılanmamış
Birinci gruptaki işler “yapılanmış-planlanmış”(structured)
nitelikteki işler olup liderlik için olumlu bir ortam oluşturacaktır.İkinci
gruptakiler ise “yapılanmamış-planlanamayan”(unstructured) nitelikteki işler
olup liderlik için olumsuz bir ortam
oluşturacaktır.
Yukarıdaki iki durumsal faktörü bir arada ele alırsak şöyle
bir durum ortaya çıkacaktır.
lider-izleyiciler İYİ ZAYIF
ilişkisi
İşin niteliği Planlanmış-Planlanamayan Planlanmış-Planlanamayan
Durumlar 1
2 3 4
Yukarıdaki dört durumdan (1) liderlik için en olumlu ortamın
bulunduğu (4) ise en olumsuz ortamın bulunduğu durumu ifade etmektedir.
-Fiedler modelinin üçüncü değişkeni olan liderin mevkiye
dayanan otoritesinin ise liderin ödüllendirme ,cezalandırma, işe son verme
terfi ettirme vs. konularında sahip olduğu yetkinin derecesini ifade
etmektedir.Belirli bir organizasyonda çalışan liderin bu tür yetkileri “fazla”
veya “az” olabilir.
Bu üç durumsal değişken bir arada ele alındığı zaman aşağıdaki
durum ortaya çıkacaktır:
lider
izleyiciler İYİ ZAYIF
ilişkisi
işin niteliği planlanmış-planlanamayan planlanmış-planlanamayan
liderin yetki fazla-az fazla-az fazla-az fazla-az
derecesi
durumlar 1 2
3 4 5
6 7 8
En olumlu En
Olumsuz
Fiedler'e göre liderin göstereceği davranışın etkinliği
yukarıdaki durumlara göre farklı olacaktır.En olumlu ve en olumsuz sayılan
durumlarda işe yönelik (task oriented) liderlik davranışını etkin ve uygun iken , nispeten olumlu ve nispeten
olumsuz durumlarda kişiye yönelik (person oriented) liderlik davranışı uygun ve
etkin olacaktır.
Fiedler Liderlik Modeli
En olumlu ve en olumsuz ortamlarda neden işe yönelik liderlik
davranışının etkin olduğunu Fiedler şöyle açıklamaktadır.'.......en olumlu
durumda grup yönetilmeye hazırdır ve liderin ne yapılması gerektiğini
söylemesini beklemektedir....''......en olumsuz durumlarda ise, liderin kişiye
yönelik bir davranış göstermesi hiç sonuç alamaması ile sonuçlanacaktır.Bu
nedenle doğrudan yapılacak işe ağırlık
veren bir davranış göstermesi kendisini daha başarılı yapacaktır.....'
Uygulamalı
araştırma çalışma sonuçlarından bazıları
modeli desteklemiş bazıları ise desteklememiştir.Dolayısıyla modelin
geçerliliği eleştiri konusu olmuştur.Yöneticilerden gelen önemli bir eleştiri
ise modelin daha çok akademik nitelik taşıdığı ,uygulayıcıların işine fazla
yaramadığı sonucudur.Bu açıdan bakılınca Blake ve Mouton 'un Yönetim tarzı
matriksi yöneticiler nezdinde daha geniş bir kabul görmüştür.
b)Amaç-Yol Teorisi(Path-Goal Theory of Leadership)
Robert House ve Martin
Evans tarafından geliştirilen bu teori büyük ölçüde motivasyon konusundaki
bekleyiş teorisine dayanmaktadır.Bu teoriye göre bir insanın davranışlarını
etkileyen iki faktör vardır.
-Kişinin belirli davranışların belirli sonuçlara ulaştıracağı
konusundaki inancı (bekleyiş),ve
-Bu sonuçlara kişinin verdiği değer (valens)
Bekleyiş teorisinin liderlik açısından anlamı şudur:
-Liderin izleyicilerin bekleyişini etkileme derecesi(yol) ve
-Liderin izleyicilerin valensini etkileme derecesi (amaç)
Kısacası liderin en önemli işi ,izleyiciler için önemli
sayılacak amaçlar belirlemek ,ve izleyicilerin bu amaçları gerçekleştirecekleri
yolu bulmalarına yardım etmektir.
House’un yol-amaç kuramının temeli,güdüleme kuramlarından
beklenti kuramına dayanır.Yol-amaç kavramı,liderin astların hem işle ilgili,hem
de bireysel amaçlarla ve bu iki amaç kümesi arasında bulunan yol ya da bağlarla
ilgili algıları üzerindeki etkisini açıklamaya çalışır.Yani bu kurama
göre,lider astlarını ödüllere götüren yol,kaynak olarak görülür.Kuram,liderin
ana işlevinin işin ortaya çıkarılmasındaki etkisi olduğu gibi,davranışlarını da
mevcut duruma göre ayarlaması olduğunu varsayar. House, eğer grup lideri işin
yerine getirilmesi sırasında ortaya çıkan eksiklikleri
karşılayabiliyor,denetleyebiliyorsa astların liderleriyle tatmin olacağını
belirtmektedir.Böylece bu yaklaşımda,beklenti kuramına gönderme yapılarak
performansın.’çabanın performansa yol açtığı(beklenti) ve bunun da değerli
ödüllere götürdüğü (araçsallık) yollar olarak gelişmesi gerektiği’ görüşü
olarak vurgulanmaktadır.
Kuram,emreden(yönlendirici),destekleyici,başarı yönelimli
katılımcı lider davranışları olarak,dört tip lider davranışını ve durumlarla
ilgili olarak ta ,astların özellikleri ve yapılan işlerin özellikleri şeklinde
iki durumsal özelliği ayırt etmektedir.Emreden lider tipi,astlarına
görevlerinin ne olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini söyler.Destekleyici
lider,arkadaşça çalışma iklimi oluşturur,astların gereksinimleri ve durumları
üzerinde durur.Başarı yönelimli lider,yarışmaya yönelik hedefler koyan,performansta
mükemmelliği vurgulayan ve yüksek standartlara ulaşmak için,grup üyelerinde
güven yaratan bir liderlik sergiler.Katılımcı lider ise,astlara danışan,karar
vermeden önce onların fikirlerini öğrenen ve alan bir lider tipidir.Liderler,
liderlik biçimlerini ancak astların özelliklerini,yaptıkları işin
doğasını,örgütün resmin otorite sisteminin niteliğini,işin yapıldığı fiziksel
çevreyi göz önüne alarak değiştirmeyi düşünmelidirler.
Amaç-yol teorisi,esas itibariyle, liderin gösterdiği
davranışın astların motivasyonu ,tatmini ve performansları üzerindeki etkisini
açıklamaya çalışmaktadır.
Bu teoriye göre lider daha önce söz ettiğimiz gibi dört
liderlik davranışının birini gösterebilir.bunlar:
-Otoriter liderlik
-destekleyici liderlik(supportive)
-katılımcı liderlik
-başarıya yönelik liderlik
Bu davranışların uygunluğu aşağıdaki durumsallık faktörleri
tarafından etkilenecektir.
-izleyicilerin kişisel özellikleri
-izleyicilerin üzerindeki zaman ve çevre baskısı
-işin niteliği
Örneğin, insanın kendi geleceğini kendi kararlarının
belirleneceğine inananlar (internals),katılımcı bir liderlik tarzından; insanın
geleceğinin kişinin kontrolü dışındaki faktörler tarafından belirleneceğine
inananlar (externals) ise büyük ölçüde otoriter liderlik tarzından daha fazla tatmin
duyacaklardır.Aynı şekilde başarmak istedikleri işin gerektirdiği nitelikleri
kendilerinde gören (algılayan) izleyiciler ,liderin göstereceği otoriter ve yol
gösterici davranışı (coaching) daha az benimseyeceklerdir.
Amaç-yol teorisinin geçerliliğini değerleyebilecek ölçüde araştırma yapılmamıştır.Mevcut
araştırmalar ise Bu teoriyi destekleme konusunda karma bir manzara
göstermektedir.
Durumsallık yaklaşımı ile ilgili üç ayrı liderlik modeli daha
bulunmaktadır.Bunlar Hersey-Blanchard'ın Yaşam Eğrisi yaklaşımı(life cycle
approach);Reddin'in Üç boyutlu liderlik davranışı yaklaşımı(3 dimensional
approach) ve Vroom ve Yetton'un Normatif liderlik teorileridir.
Hershey-Blanchard'ın Astların
Olgunluğu Modeli
Liderlik konusunda belirli bir davranış biçiminin uygunluğunu
etkileyen ana etmenin astların “olgunluğu” olduğunu ileri süren model,olgunluk
kavramını iş görenlerin çalışma deneyimleri, yetenek düzeyleri ve sorumluluk
alma konusundaki
isteklilikleri anlamında kullanmaktadır. Hershey ve Blanchard, dört tip
liderlik davranışı belirlemiştir.
1.Emreden (anlatıcı) Liderlik
Biçimi
Liderlerin astlarına her tür yol ve yöntemi ayrıntılı biçimde
anlattığı liderlik biçimidir.Hershey ve Blanchard bunu, 'yüksek görev ,düşük
ilişki' şeklinde ifade etmişlerdir.Bu liderlik biçimi olgunluk düzeyi düşük
astlar için uygundur.
2.İkna Edici Liderlik Biçimi
Lider,n dikkatli bir biçimde astlarına,kararların
nedenlerini, tatmin olmalarını sağlamak amacıyla anlattığı liderlik
tarzıdır.”Yüksek görev, yüksek ilişki” şeklinde adlandırılan liderlik biçimi,
hevesli fakat işi bağımsız olarak yerine getirecek kadar yetenekli olmayan
astlar için uygundur.
3.Katılımcı Liderlik Biçimi
Liderin fikirleri paylaştığı ve kararların biçimlenmesine
astları etkin bir biçimde kattığı liderlik biçimidir.'Yüksek ilişki ,düşük
görev' olarak adlandırılan yaklaşım, yetenekli fakat hali hazırda isteksiz
astlar için uygundur.
4.Temsil Edici Liderlik Biçimi
Lider astlarına karar alma ve uygulama konusunda tam otorite
verir.'Düşük görev, düşük ilişki'
şeklinde tanımlanan bu liderlik biçimi, sadece gerekli olgunluk düzeyine
ulaşmış astlar için uygundur.
Olgunluk kuramı, örgütsel politikalar ve grup etkilerini göz
ardı ettiği için ve yüksek yeteneğe sahip olan bir bireyin kendine güveni olmayabileceği
gibi karmaşık durumları dikkate almadığı için eleştirilmiştir.
Vroom ve Yetton'un Lider-Katılma
Modeli
Vroom ve Yetton
katılımcı karar vermeyle ilgili beş düzey tanımlamaktadır.En otokratik
liderlikten, en katılımcı liderliğe kadar bu beş düzey şu şekilde
sıralanmaktadır.
1.Otoriter Lider (1)
Lider, kendisine verilen uygun bilgileri kullanarak, sorunu
çözer ya da kararı verir.
2.Otoriter Lider (2)
Lider, gerekli bilgileri astlarından alarak , sorunun
çözümüne kendisi karar verir.Astların oynadığı rol , kararın verilmesi için
gereken bilgiyi sunmaktır.
3.Danışan Lider (1)
Lider sorunu, astları bir grup olarak bir araya toplamaksızın
,konuyla ilgili fikirlerini alarak bireysel olarak paylaşır.Sonra astların
etkisini yansıtsın ya da yansıtmasın,kararı kendisi verir.
4.Danışan Lider (2)
Lider sorunu, bir grup olarak astlarıyla paylaşır onların
toplu fikirlerini öğrenir.Sonra astların etkisini yansıtsın ya da yansıtmasın
kararı kendisi verir.
5.Katılımcı Lider
Lider sorunu bir grup olarak astlarıyla paylaşır.Burada
liderin rolü başkanlık yapmaktır.Lider kendi çözümünü ya da önerisini kabul
etmesi için gruba baskıda bulunmaz.Amaç grubun da desteklediği en uygun çözüme
ulaşmaktır
Reddin'in Üç Boyutlu Liderlik
Modeli
Ohio liderlik modelinden etkilenen Reddin,liderlik konusunda
iki boyut üzerinde önce dört temel yaklaşım saptamıştır.İlgili, kopuk
(ilgisiz),bütünleşmiş ve adamış olarak adlandırdığı bu iki boyutlu dört ana tip
liderliğe,daha sonra her zaman ve her yerde bulunmayacakları gerekçesiyle üçüncü
bir boyut eklemiştir.Etkililik.Etkililik boyutuyla kastedilen, liderlik
görevinin başarılma derecesidir.Böylece,liderlik modellerinin durum gerekliğine
uygunluğunu gösteren,dördü etkili,dördü etkisiz,sekiz liderlik biçimi
oluşturmuştur.Duruma uygunluk boyutuyla, her bir bileşim etkili ve etkisiz
sonuçlar doğurmaktadır.Kısaca etkili lider, durumla uyumlu olabilen liderdir ve
etkililik derecesi ,liderin davranışından değil ,durumdan kaynaklanmaktadır.
Ana yaklaşım Etkisiz yaklaşım Etkili yaklaşım
Kopuk Terk eden (İlgisiz)
Bürokrat
İlgili Görev yönelimli Geliştirici
Birleştirici Uzlaştırıcı
Yürütücü
Adamış Otoriter
Babacan
Durumsallık
Kuramlarının Eleştirisi
Durumsallık kuramlarına olumlu ve olumsuz eleştiriler
yöneltilmiştir.Kuramın olumlu yönlerine bakıldığında diğer kuramlar tarafından
adeta zorla ideolojik kalıplara hapsedilmiş olan yöneticileri serbest bıraktığı
,birey davranışını basit biçimde çeşitli durum gereklerine bağladığı,
liderlerin gruplarla en anlayışlı komuta biçimleriyle birleştiği,liderleri
çeşitli durumların özelliklerini mantıklı bir biçimde çözümlemeye
cesaretlendirdiği görülmektedir.Olumsuz yönleri ise şu şekilde
sıralanabilir.Durumsallık yöntemlerini seçen liderler, astlarına tutarlı ve
samimi gelmeyebilirler.Çünkü liderler, davranışlarını koşullara bağlı olarak
değiştirmektedirler.Bir durumda seçilen bir yaklaşım, diğer durumlarda başka
yaklaşımlar, lideri tutarsızmış gibi gösterebilir.Birey olarak lider,bir
sonraki değişebilecek koşullar nedeniyle, liderlik biçimine uyum sağlayamaz ve
ayrıca yeni koşullara uyum sağlamak için
de yeteneği yeterli olmayabilir.
DÖNÜŞÜMCÜ (TRANSFORMATIONAL) VE
KARİZMATİK LİDERLİK YAKLAŞIMI
Liderlik yaklaşımına ek olarak iki yeni liderlik yaklaşımı
daha ortaya çıkmıştır.
a)Dönüşümcü Liderlik
Dönüşümcü liderlik anlayışına göre, lider izleyicilerin
ihtiyaçlarını, değer yargılarını değiştiren kişidir.Dönüşümcü lider
organizasyonları, değişim ve yenilenmeyi gerçekleştirerek üstün performansa
ulaştıran kişidir.Bu da liderin vizyon sahibi olması ve vizyonu izleyicilere
kabul ettirmesi ile mümkündür.Yani vizyon örgütsel yaşamı 'anlamlı' hale
getirir,çalışanların heyecanını körükler. Dönüşümsel liderlik biçiminde lider,
karizma, geleceği görmek (vision), empati yapabilmek gibi özelliklere
sahiptir.Bir karizmatik lider ,grup üyelerince olağanüstü özellikleri olduğu
şeklinde algılanır.Liderin grup üyelerinde yarattığı sadakat ve heves onların
esin yeteneğini geliştirir.Lider davranışı, astlar için bir örnek
oluşturur.İzleyicilerin 'kendilerini adama' (commitment) düzeylerini yükseltir.
İşlerin devamlılığına önem veren geleneksel liderler
(transactional), geçmişle bugünü bağdaştırarak, geçmişteki olumlu ve yararlı
gelenekleri sürdürmek, bunları gelecekteki nesillere bırakmak açısından katkıda
bulunurken, dönüşümsel liderler, bugün ile geleceği bağdaştırmaya çalışıp,
yenilikçi ve yaratıcı etkinlikleri özendirerek, grup ve örgüt başarısını
artırıcı bir rol oynarlar.
b)Karizmatik Liderlik
Karizma, bilindiği üzere ,çekiciliği(attractiveness) ifade
etmektir.Bir kişinin sahip olduğu karizmanın, başkalarını etkilemede önemli bir
rol oynadığına daha önce işaret etmiştik.Karizmatik lider,sahip olduğu karizma
oluşturan özellikleri ile,başkalarını,kendi istediği yönde davranmaya sevk
edebilen kişidir.Karizmatik lider izleyicilerini üstün performansa sevk eden
kişidir.
ü Adams, B. ; Adams, C. (2001).
Liderlik ve Çobanlar. Executive Excellence, Başaran, İ.E (1998). Yönetsel
Davranış Nitelikli Okul. Ankara : Gül yayınevi
ü Celep, C. (2000). Önderlik. Eğitim
Yönetimi Kursu Ders Notu. (ed.C.Celep).Edirne: Eser Matbaası
ü Çelik, V. (2002). Öğretimsel
Liderlik. Ankara: Pegem A Yayınevi
ü 6. Güçlü, N. (1995 ). Yönetim ve Liderlik.
Milli Eğitim Dergisi, (128 ), 25 – 29
ü 10. Kılıç, T . Karizmatik Liderliğin
Olumlu ve Olumsuz yönleri. www.merih.net /m2
/lid/karizmamd.
ü Kick ,F. Developing Leadership www.
kickitin.com /BOENEWS. Pdf.
ü Merih, K. Liderlik Bir Sosyal Kalitedir. www.
eylem.com /lider/w lider sos.htm
ü Özkalp, E. (2001). Örgütsel Davranış.
(ed. Özkalp, E., Kıral, Ç.) Eskişehir: AÜ Yayın No:923, AÖF Yayın No:496
ü Özer, A. K . (1997 ). Gerçekçi
Yönetişim : Yönetici / Liderlik modeli. İstanbul: Varlık yayınları
ü Erkuş, R. (1997) İlköğretim Okulları
Müdürlerinin Liderlik Davranışları Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder