25 Aralık 2013 Çarşamba

Türkçe Eğitimi Bölümü Türkçe Ders Kitabı İnceleme Dersi Okunbilirlik Testi Ödevi


Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Türkçe Eğitimi Bölümü

Türkçe Ders Kitabı İnceleme Dersi

Okunbilirlik Testi Ödevi

Hazırlayan: Hubeyb Köse

090110044



BOLU, 2011
Adı:
Soyadı:
Sınıfı:

Dikkat! Aşağıdaki metinde bulunan boşluklara gelebilecek en uygun kelimeleri bularak doldurunuz.




ESKİ ANKARA EVLERİ


Kale kapısından giriyoruz. İki üç katlı, tokmaklı ve
ahşap kapılı evler, daracık sokaklar etrafına dizilmiş
bahçelerde, kapı önünde sohbet eden kadınlar var.
Bu, henüz komşuluk ilişkilerinin ........................gösteriyor.
Çocuklar sokaklarda, artık ........................hatırladığımız
oyunlardan birdir birler, ........................eşekler ve köşe kapmacalar.........................
Dik yamaçlar üzerinde bir ........................yuvası izlenimi
bırakan Ankara........................ savunmaya elverişli özelliği, tarihi
 ........................boyunca yerleşim yeri olmasını sağlamıştır.

Tarihleri 17. yüzyıla kadar ........................eski Ankara evleri
sur ........................ile çevrilmiş dar ve dik ........................alanda                       gelişmek zorunda kalmıştır.
........................sebeple planlarında az yerden
........................faydalanma ilkesi hâkimdir.
Bunlar ........................veya üç katlı, ahşap, ........................ve tuğladan
yapılmış evlerdir. Alt kat ........................, arazinin bozukluğu
sebebiyle düzgün ......................... Fakat bu düzensizlik, üst
katlar ........................geçerli olmamıştır. Çünkü sokağa ........................
cumba tipindeki çıkıntılarla bu ........................düzgün bir
plana kavuşturulmuştur.
Ankara’nın iklim özelliği de ........................biçimlenmesinde
önemli rol oynamıştır. ........................değişimine göre kullanım
farklılaşmıştır. ........................duvarlı, küçük pencereli alt katlar
........................kışın; ince duvarlı, havadar üst ........................ise yazın
kullanılmıştır. Yine iklime bağlı olarak gelişen geniş
saçaklar ve cihannüma denilen yazlık odalar da Ankara
evleri için belirleyici özellik olmuştur.

Yaptığım arştırma sonucu bu metin ilköğretim 8. Sınıflar için %56,2 okunabilir çıkmıştır.




TÜRKİYEDE TELEVİZYON


TÜRKİYEDE TELEVİZYON

Televizyon dediğimiz kutu… Tarihsel sürecine bakacak olursak o kadar da eski değil fakat hayatımıza o denli girmiş ki artık televizyon olsun mu olmasın mı diye tartışamıyoruz bile.
Evet, belki iyi bir bilgilendirme aracı diyebiliriz fakat bunun yanında bir çok lüzumsuz bilgi de evimize giriyor. Eğlence açısından baktığımızda ise birçoğumuzun vazgeçilmezi durumunda ama bu iş bu kadar basit mi ? mesela dizilerimize bakacak olursak neredeyse çoğuna “+18” ibaresini koymamız gerektiği halde “genel izleyici kitlesi” diye geçiştiriliyor. Oysa bu dizilerin içerisinde hem çocuklara olumsuz örnek teşkil edecek hem de onların dillerini saçma sapan dizi deyimleriyle dolduracak birçok bölüm bulunuyor. Bunun altında ise televizyoncuların para ve izlenme oranı(reyting) hırsı yatıyor. Peki ya televizyonun hiç mi iyi yanı yok ? Mesela kişi bu aracı iyi değerlendirdiğinde onun için; tarafsız düşünmesini geliştirecek bir hoca, gündemi takip etmesini sağlayacak bir gazete, şayet tarafsız bir kanalsa objektif bir bakış açısıyla   dünyayı görecek bir gözlük olabilir. 
Sonuç itibariyle özellikle de ülkemize bakacak olursak, yararlarıyla zararlarını taraf tarafa topladığımızda sonucun negatif çıktığı açıkça görülecektir.

         
Hubeyb KÖSE

Dış Portre Denemesi

Dış Portre Denemesi


            Abant İzzet Baysal Üniversitesi kampus girişinden yaklaşık beş yüz metre içeride bulunuyor, dışarıdan bakıldığında “u” harfine benzeyen yapısı hemen göze çarpıyor. Fakülteye girebilmek için iki ayrı giriş bulunuyor, birisi hocaların kullandığı giriş, diğeri öğrencilerin girişi. Öğrencilerin girişi fakültenin ön yüzünde en sağda bulunuyor, öğretmenlerinki ise yine ön yüzde tam ortada bulunuyor. Eğer öğretmen girişinden girecekseniz bir problem yok fakat eğer öğrenci girişinden girmeniz gerekecekse, işiniz biraz zor, çünkü yoğun bir sigara bulutunun içerisinden geçip canınızı kurtarmanız gerekiyor ama siz de içiciyseniz bir problem olmaz, bu girişte hemen hemen birbirine eşit iki kademe basamak bulunuyor, ve girişin üzeri yarı saydam bir maddeyle kaplanmış durumda. Girişte sizi otomatik kapı, kapı ortadan ikiye ayrılıyor. İçeride biraz basık bir havayla karşılaşıyorsunuz, biraz ilerledikten sonra ana merdivene varıyorsunuz. Bu merdivenler yeterince geniş fakat yinede ders son katta ise size büyük bir külfet olabiliyor çünkü onca inip çıkan öğrencinin arasından rahatça menzilinize ulaşmak ciddi yetenek istiyor. Sınıflara gelince; otuz kırk kişiye yetebilecek ölçüde, ferah, geneli iyi ışık alabilen, teknik donanımı yeterli sınıflar. Sınıfların hemen hepsinde girişte öğretmen masası, hemen yanında bilgisayar, tekli öğrenci sıraları  flörosan aydınlatmaları bulunuyor.

Boşluk Doldurma Etkinliği Çalışması Hazırlama Denemesi

Boşluk Doldurma Etkinliği Çalışması Hazırlama Denemesi

DUA
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi …………………… geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük …………………… bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah'a devamlı yalvardı, yakardı ve yardım bulurum …………………… ufku gözledi. Ama ne gelen oldu, ne giden...
Adayı mecburi mekan tutan adam, daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan …………………… için ağaç dallarından ve yapraklarından kendine küçük bir kulübe yaptı.
Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula vs. gibi eşyaları bu kulübeye taşıdı. Günler hep aynı …………………… . Balık avlıyor, pişirip yiyor, ufku gözlüyor ve kendisini bu ıssız yerden kurtarması için Allah'a dua ediyordu.
Bir gün tatlı su getirmek …………………… yürüyüşe çıkmıştı. Geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Dumanlar …………………… göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemedi.
"Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin?" diye feryat etti. O geceyi tarifsiz bir keder İçinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde Allah'ın bu hadiseyi başına …………………… dolayı sitemler etti.
Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Evet, evet onu …………………… geliyorlardı! Hem de herşeyden umudunu kestiği bir anda.
"Benim burada olduğumu nasıl …………………… ?" diye sordu bitkin adam, kendisini kurtaranlara...
Aldığı cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı: "Dumanla verdiğin …………………… gördük!"[i]

Kelimeler: kaza, ıssız, umuduyla, korunmak, geçiyordu, için, döne döne, getirmesinden, kurtarmaya, anladınız, işareti.





[i] Kaynakça: YILDIRIM, Asım (2009), Sen de Başkasına anlat, “Dua”, İstanbul: Timaş Yayınları, s. 123


Başından geçen bir olayı anlatma etkinliği



Başından geçen bir olayı anlatma etkinliği






Konu: Yanlış Anlaşılma

Yer: Rusya’nın Ufa Kenti

Şahıslar: Babam Kardeşlerim Ve Ben

Ana Düşünce: Hiç Bir Zaman Erken Karar Verme

Olay: Yıl 1999 , bu olay ben Rusya’dayken yaşadığım bir olaydır. Bir sabah Rusya’nın soğuk bir sabahında uyandım. Babam o günün kurban bayramı olduğunu söyledi. Hemen hazırlanıp Lada 110 arabamıza binip yola koyulduk. Geniş ve ağaçlık yollardan geçtikten sonra bize yaklaşık yarım saat uzaklıktaki bir Türk ailesine ulaştık. Babam beni ve kardeşlerimi bıraktıktan sonra annemle birlikte bir Tatar köyüne gittiler. Biz orada epey bilgisayar oynadıktan sonra, babam geldi bizi aldı ve arabanın bagajında bir koyunla eve doğru yola koyulduk. Biraz devam ettikten sonra bir polis çevirmesine yakalandık. Polis önce alkol muayenesi yaptı fakat terslik ya işte, babam dönüşte dişi çok ağrıdığı için dişçiye gitmiş ve dolgu yaptırmış, durum böyle olunca makine narkozu alkol olarak algıladı ve babam hiç alkol kullanmayan birisi olduğu halde alkollü çıktı. Bu yetmezmiş gibi o gün bir cinayet işlenmiş polis ise bunu ihbar almış, polis bir de bagajı açın demesin mi, babam da hiç bir şeyden habersiz bagajı kaldırdı ve polis manzarayla karşı karşıya kaldı, hemen yolun karşısında duran ekibe seslenerek: "İldar on kavota zarubil!" yani İldar o birisini biçmiş dedi. Ben soğuk soğuk terlemeye başladım. Babam var gücüyle, bugün kurban bayramı, bizim dini bayramımız, biz bugün kuran keseriz diyerek izah etmeye çalışsa da onlar anlamak istemiyorlardı, hemen babamı ekip otosuna çağırdılar. Yaklaşık bir 20 dakikalık müzakereden sonra sonunda durum izah edildi ve biz de rahat bir nefes aldık.




Anlatm Biçimleri ve Düşünceyi Temellendirme Yolları Uygulası

Anlatm Biçimleri ve Düşünceyi Temellendirme Yolları Uygulası

Tek Ayak

Onu bir televizyon programında gördüm. Sağlam olan sadece başı ve gövdesiydi. Kolları, yolunmuş bir tavuk kanadı kadar kısaydı; uçlarında işe yatamaz iki parmak vardı. Ayaklarının biri bir yöne, diğeri başka yöne kıvrıktı. Bu ellerle iş yapması, bu ayaklarla yürümesi imkânsızdı.

Ama biraz vücuduna dönük olan sağ ayağıyla birçok maharet gösteriyordu. Ayak parmaklarını kullanarak yemek yiyor, su içiyor, hatta çayına şeker katıp karıştırıyor ve güzel güzel yudumluyordu. Bunlar pek el mahareti isteyen şeyler değildi. Ya elbisesini giyip çıkarması? Ayak parmaklarıyla düğmeleri çözüp, tekrar ilikleyebilir miydi? Evet, bunu da
başarıyordu. Ayak başparmağı ile ikinci parmak birkaç hareketle düğmeleri tek tek çözdü ve tekrar ilikledi.

Spiker istiyor, o birkaç hareketle normal insandan daha çabuk bir şekilde istenenleri yapıyordu. Spiker birden elinde ki cep telefonunu göstererek "Peki bunu kullanabilir misin?" dedi. Adam tebessüm ederek, "Elbette!" dedi. Cep telefonunu aldı. Ve bir numarayı aradı. Bunu kaşla göz arasında yapıvermişti.

Annem çaresiz beni onların ellerine bırakmış. Beni bir kazanın kenarına atmışlar. Burada ilgisizlikten ölür gider demişler. Ben orada birkaç gün kalmışım. Babam Kore'den, hayattan dışlandığım günlerde eve dönmüş. Olayı duyunca şok olmuş. Hemen atıldığım yere gitmiş. Yaşadığımı görünce beni doktora götürmüş. Ve ben tekrar hayata dönmüşüm. Öldürmeyen Allah öldürmüyor...

Çözümleme
Sarı: betimleme                                    Lila: örneklendirme
Yeşil: tartışma                                      Kırmızı: öyküleme
Türkuaz: karşılaştırma

Kaynakça: YILDIRIM, Asım (2009), Sen de Başkasına anlat, “Tek Ayak”, İstanbul: Timaş Yayınları, s. 98-100


ÖTMT Televizyon

Materyalin Adı: Televizyon

Dersin Hedefi:
Ø Sesli okuma tekniğini geliştirebilme.
Ø Bir fablı çeşitli yönleriyle kavrayabilme.
Ø Sözcük dağarcığını zenginleştirebilme.

Diğer Hedef Ve Konu:
Ø Bir manzumeyi anlamlı olarak okuma.
Ø Anlam özelliklerine göre kelimelerin kullanımını kavrama.
Ø Fabl yazma çalışması.
Ø Bir hayvanı betimleme.

Sınıf/Ders Saati: 6/3
Materyali Uygulama Yöntemi: sesli-sessiz okuma,soru-cevap,açıklama,araştırma,sözlü anlatım,yazılı anlatım,betimleyici anlatım
Materyal İçin Gerekli Malzemeler:
·        1 adet televizyon
·        1 adet scatt kablosu
·        1 adet dvd/vcd oynatıcı
·        1 adet üçlü priz
·        1 adet cd
·        1 adet ses sistemi
Materyal Hazırlama Süreci Adımları:
·        Uygun film bulundu
·        Filmden kazanıma uygun bölümler kesildi
·        Vcd formatında cd’ye yazdırıldı
Maliyet: cd yazdırma ücreti 2,5 TL
Materyal Öğretim Sürecinin Hangi Aşamasında Niçin Kullanıldı:
Materyal öğretim sürecinin giriş bölümünde dikkat çekmek için kullanıldı.









KAZANIMLAR
İÇERİK
STRATEJİ-YÖNTEM
ARAÇ-GEREÇ
EĞİTİM DURUMLARI
DEĞERLENDİRME
Sesli okuma tekniğini geliştirebilme.

Bir fablı çeşitli yönleriyle kavrayabilme.

Sözcük dağarcığını zenginleştirebilme.


FABL
        İnsan dışındaki bitki, hayvan gibi canlı varlıklara ve eşya gibi cansız varlıklara insan kişiliği vererek ve konuşturarak, açık ve etkili bir biçimde söylenmesinde sakınca görülen bir düşünceyi gizleyerek; kişileri eleştirmek ya da insanlara ders vermek için yazılan kısa, genellikle manzum(bazen mensur) hikayelere denir. "Fabl" sözcüğünün kökeni Latince "hikaye" manasına gelen "fabıla"'dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlak ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikâye türünün adı olmuştur.
ÖZELLİKLERİ:
1-Bu tür hikayelerin kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen "fabl" bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır.  
2- Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
3- Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.
4- Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
5-Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar. Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
6-Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
7-Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır.Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden oluşur:


KAYNAĞI ve  DÜNYADAKİ TEMSİLCİLERİ
 ilk yazılı örnek, bir Hint eseri olan "Kelile ve Dimme"dir. Yine onun yazım tarihi de MÖ 300 yılları olarak kabul edilir. Bu eser, Beydaba unvanını taşıyan bir bilgin-filozof  tarafından meydana getirilmiştir. Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydaba, eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur. Eserde yurt yönetimi, felsefe ve eğitimle ilgili sorunlar dolaylı olarak tartışma ve eleştirme konusu yapılmaktadır. Birinci bölümdeki hikâyelerin kahramanları olan iki çakaldan “Kelile” açık sözlülüğün ve doğruluğun; “Dimme” ise yalan ve iftiranın sembolüdür. Beydaba, zulmü ile tanınmış olan Debşelem’i hayvan hikayeleri aracılığıyla uyarmak ve ona doğru yönetim yolunu göstermek istemiştir.
        Doğu edebiyatında bir başka ünlü eser de Şeyh Sadi (13.yy.)’nin Gülistan adlı eseridir. Yöneticilerin tutum ve davranışlarından sohbetin kurallarına kadar türlü konuları kapsayan bu eserdeki hikâyeler sözlü ve yazılı olarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı gibi birçok doğu ve batı dillerine de çevrilmiştir.
         Batı'da fabl, Aisopos (Ezop) masallarıyla kendini göstermiştir. Ezop, Batıda ilk fabl yazarı olarak gösterilir.Düzenli biçimde fabl yazıcılığı Ezop’la başlar. MÖ. 650-620 yılları arasında yaşadığı sanılan ve düşüncelerini baskılı bir yönetim altında ancak küçük hayvan hikayeleriyle anlatabildiği söylenilen Ezop’un fablları birçok dile çevrilmiştir.
      Ezop’tan sonra Batıda bu alanda büyük bir başarıya ve üne erişen Fransız yazar ve şairi La Fontaine (1621–1695), bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış Ezop masallarını yeniden kaleme alıp manzum biçimine çevirerek yeniden yetişkinlerin dünyasına kazandırmıştır. La Fontaine, kendisinden önce bu alanda yazılmış eserlerden de yararlanmıştır. La Fontaine fabllarında genellikle öğüt dediğimiz ders, metnin sonuna konulmuştur. La Fontaine, eleştirmek istediği kişileri bu öykülerle yermiş ve gülünç durumlara düşürmüştür.
     Tüm dünyada Masalın Babası diye haklı bir ün yapan Andersen'in masallarından bazıları fabl özelliği gösterir.(Örnek:Çirkin Ördek Yavrusu)
     19.yüzyılda ve çağımızda Lewis Caroll,R.Kipling,O.Wilde,Tolkien, ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell’ı fabl  yazarları arasında sayabiliriz.

Sunuş yolu

sesli-sessiz okuma

soru-cevap
açıklama

sözlü anlatım

yazılı anlatım

betimleyici anlatım

1 adet televizyon

1 adet scatt kablosu

1 adet dvd/vcd oynatıcı

1 adet üçlü priz

1 adet cd

1 adet ses sist.

Dikkati Çekme: film izletilerek güdüleme etkinliği yapılır.ardından Mevlana ve La fonten’den  fabl örnekleri okunur.

 Öğretmen, öğrencilerden kahramanları hayvanlar olan bildikleri bir öyküyü anlatmalarını isteyecek,yeterli sayıda değişik öğrenciye söz verecek.

Film izletildikten sonra şu sorular sorulur
1. Filmde anlatılan olayı söyleyiniz.
2. Filmde nelerden oluşmuştur?
3.Metinde hangi ölçü kullanılmıştır?
4.Belli bir kafiye düzeni var mıdır?
5.Hayvanlar insanlar gibi davranabilir,konuşabilir mi?
6.Metinde nasıl bir anlatım yolu izlenmiştir?


Güdüleme: Öğretmen,öğrencilerden La Fontaine hakkında araştırma yapmalarını,bilgi toplamalarını ve bir fablını bulmalarını isteyecek.Bu çalışmaların tüm derslerin bitiminde sınıfa sunulacağını ve en başarılı çalışmanın panoya asılacağını söyleyecek.

özet: Bu haftaki Türkçe derslerimizde, fablı,özelliklerini ve kişileştirmeyi öğreneceksiniz.Yakın çevreyi gözlemleyerek basit bir fabl yazacaksınız ve bir hayvanı betimleyeceksiniz.Ayrıca sözcük türlerinden zamirleri ve çeşitleri öğreneceksiniz.

Konu anlatılırken boşluk doldurma şeklinde tahtaya yazılır.

1) Metin sessiz olarak kurallara uygun biçimiyle öğrencilere okutturulacak,öğretmen sınıfta dolaşarak okuma kurallarına uymayan öğrencileri uyaracak ve hataları düzeltecek.
2)Öğretmen,öğrencilerin tekrar arkaya yaslanmalarını sağlayarak iki metni kurallara uygun olarak sesli okuyacak,okuma sırasında öğrencilerin dinleyip dinlemediklerini gözleriyle sürekli denetleyecek.
3)İki metin, yeterli sayıda değişik öğrenciye sesli olarak okutulacak,okuma sırasında düşülen hatalar düzeltilecek,diğer öğrencilerin metinleri kitaplarından takip etmeleri sağlanacak.
4)Metinlerde geçen anlamı bilinmeyen sözcüklerin  anlamları kavratılacak.


Ödev:  evde birer fabl örneği denemeleri istenir.

§   Bireysel öğrenme etkinliklerine yönelik ölçme değerlendirme :
1.Fablın özellikleri nelerdir?
2. “Bir kuş ötecek şimdi…Havada bir durgunluk,
      Mermeriyle konuşan açık kalmış bir musluk
      Beyaz çiçeklerini tek tek düşüren kiraz.”       dizelerinde hangi varlık kişileştirilmiştir?
3.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi zamiri yoktur?
 a)Bu şiiri kendim yazdım.            b)Tiyatroya sensiz gitmeyiz.
 c)Bana bu konuda söz verdi.        d)O arkadaşımı hiç unutamam.
4.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret zamiri kullanılmamıştır?
 a)Onu,şu köşeye bırakıver.                         b)Bunlar çok büyük,işimize yaramaz.
 c)Bu konu hakkında bir fikrim yok.       d)Şuralar eskiden yemyeşildi.

5.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı zamirle sağlanmıştır?
 a)Beni hangi durakta bekleyeceksin?             b)Günde kaç saat kitap okuyorsun?
 c)Benim geleceğimi kimden öğrendiniz?    d)Kaçıncı sınıfta okuyorsun?

6.Bizi düzeltmek isteyenlere kollarımızı açacak yerde,yumruklarımızı sıkıyoruz.” , “Sen bir budalasın,saçmalıyorsun!” ve “Düşüncelerini saklayarak konuşuyor çokları.” cümlelerindeki zamirleri bularak çeşitlerini söyleyiniz.

7.Öğretmenimiz ödevlerimize baktı,Burcu’nunkini çok beğendi.” cümlesinde ilgi zamiri hangi adın yerini tutmuştur?İyelik eki almış sözcükleri gösteriniz.

8.Hangisinde iyelik eki almış bir sözcük vardır?       
   a)Sizinkiler nereye gidiyor?
   b)Ben çalışkan bir öğrenciyim.                             
   c)Bu fikirler bizlere ait.                                         
   d)Acele edelim,yolumuz oldukça uzun.           

9. “-ki” hangisinde ilgi zamiri değildir?
   a)Bunları kaça aldım,hatırlamıyorum.       b)Kitaptakileri de çöz.
   c)Arkadakiler ayağa kalksın.                     d)Rüzgârın önündeki bir yaprak gibiyiz.


§   Grupla öğrenme etkinliklerine yönelik ölçme değerlendirme :
§   Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler için konu ve ek ölçme değerlendirme :
       1) Fabl sözlü olarak anlattırılacak.
 2) Ömer kalemi almadı.(Kalem ve Ömer sözcüklerini kullanmadan derdinizi anlatın.)
 3)Murat ile Can yarın İstanbul’a gidecek.(Cümleyi başka nasıl söyleyebiliriz?)


Anlama Teknikleri II:Dinleme Eğitimi Dersi Dinleme Etkinliği Hazırlama Ödevi

Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Türkçe Eğitimi Bölümü
Anlama Teknikleri II:Dinleme Eğitimi Dersi
Dinleme Etkinliği Hazırlama
Ödevi



Hazırlayan: Hubeyb Köse

090110044






BOLU, 2011
Kazanımlar

1)    Dinlediklerini anlamlandırmada ön bilgilerini kullanır.
2)  Dinlediği olayın nasıl gelişeceğini ve sonucunu tahmin eder.
3)    Dinlediklerinde ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin ve kim sorularına (5N 1K) cevap arar.
4)    Dinledikleriyle ilgili kendi yaşantısından ve günlük hayattan örnekler verir.
5)   Dinlediklerini zihninde canlandırır.

Ders Saati: 8 Saat

Sınıf: 8. Sınıf


Ateşman’ın okunabilirlik testine göre (215/24) 8,9 Puan almıştır, ve ortalama okunabilirliğe sahip bir metindir.

DUA
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah'a devamlı yalvardı, yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufku gözledi. Ama ne gelen oldu, ne giden...
Adayı mecburi mekân tutan adam, daha sonra rüzgârdan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından kendine küçük bir kulübe yaptı.
Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula vs. gibi eşyaları bu kulübeye taşıdı. Günler hep aynı geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor, ufku gözlüyor ve kendisini bu ıssız yerden kurtarması için Allah'a dua ediyordu.
Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı. Geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Dumanlar döne döne göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemedi.
"Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin?" diye feryat etti. O geceyi tarifsiz bir keder İçinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde Allah'ın bu hadiseyi başına getirmesinden dolayı sitemler etti.
Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Evet, evet onu kurtarmaya geliyorlardı! Hem de her şeyden umudunu kestiği bir anda.
"Benim burada olduğumu nasıl anladınız?" diye sordu bitkin adam, kendisini kurtaranlara...
Aldığı cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı: "Dumanla verdiğin işareti gördük!"




Etkinlik:1)
Metin okunmadan önce öğrencilerin ön bilgilerini harekete geçirmek amacıyla öğrencilere şu sorular yöneltilir.

1-   Dua nedir ?
2-   Niçin dua ederiz ?
3-   Bugüne kadar dualarınızda en çok ne istediniz ?
4-   Dualarınız kabul olmayınca üzülür müsünüz ?

Bu sorular doğrultusunda öğrenciler konuya güdülenir ve böylece daha etkili bir dinleme hedeflenir.

Etkinlik: 2)
Sıra Sende Tekniği: Öğrencilere hikayeyi okutmadan önce dikkatle dinlemeri gerektiği ve metnin belli yerinden sonra kesilerek kendilerine tamamlatılacağı söylenerek öğrenciler konuya güdülenir. “Evet, evet onu kurtarmaya geliyorlardı!” Cümlesine kadar olan kısım bir öğrenci tarafından okunur, bundan sonrasının öğrenciler tarafından tahmin edilmesi istenir, öğrencilerden tahminler alınarak öğrencilerin konuya olan ilgisi artırılır. Daha sonra bakalım gerçek sonuca en çok kim yaklaşmış denilerek hikâye tamamlanır ve öğrencilere hikayenin sonunu beğenip beğenmedikleri sorulur.

Etkinlik: 3)
Konuya ilişkin sorular sorulur, böylelikle öğrenci konuyu naliz ederek kavrar.
       
Aşağıdaki soruları lütfen okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplandırınız.

a)Kim: Olayı yaşayan asıl şahıs kimdir?
-Gemiden sağ kurtulan tek adam

b)Nerede: Adam bu olayı nerede yaşıyor, mekân neresi?
-Issız ada

c)Ne Zaman: Sizce bahsedilen olay ne zaman geçiyor, Belirli bir zaman dilimi var mıdır?
-Belirsiz zaman

d)Ne: Sizce metinde geçen olayın konusu nedir, yazar bize bu hikaye ile ne anlatmak istemiş olabilir?
-Olaylara hemen ilk görünen yüzü ile bakmamalıyız, bizim için kötü gibi görünen olaylar güzel sonuçlanabilir
-Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamalıyız

e)Niçin: Niçin kötü olaylarda ümidi elden bırakmamamız gerekir, açıklayınız.
 -Çünkü olayların bize çirkin görünen yüzüne bakıp hemen hüküm verirsek yanılabiliriz, bunun yerine olayların güzel yönlerini görüp hiçbir zaman ümidi elden bırakmamalıyız.



Etkinlik: 4) Öğrencilerin yaşantılarından metindeki olaya benzer kesitleri kaleme almaları istenir. İlginç olanlar sınıf panosuna asılır.


Etkinlik: 5)  Öğrencilerden ödev olarak metni resimlemeleri istenir, ve metne dair en çok objeyi resmine sığdıran öğrenci ödüllendirilir.