10 Nisan 2015 Cuma

OTİZMLİ ÇOCUKLAR İÇİN FİZİKSEL(ÇEVRESEL) ve EĞİTSEL DÜZENLEMELER



OTİZMLİ ÇOCUKLAR İÇİN FİZİKSEL(ÇEVRESEL) ve EĞİTSEL DÜZENLEMELER

HAZIRLAYAN
Uğur NAYİM
090110047
4/2

OTİZM NEDİR?
Otizm, çoğunlukla yaşamın ilk üç yılında fark edilen, her kültürde, dünyanın her yerinde görülen ve erkeklerde kızlara oranla daha yaygın olan ciddi bir gelişim bozukluğudur.
Otizmin kapsamı çok geniş olup birçok türü ve bu türlerin içinde ağır,öğretilebilir ve eğitilebilir olmak üzere üç grupta değerlendirilebilir. Ağır otizm teşhisi konulmuş çocuklar için rehabilitasyon merkezlerinden faydalanırken, öğretilebilir ve eğitilebilir kademede olan çocuklar için özel okullar, özel eğitim sınıfları ve normal okullarda eğitimleri gerçekleştirilebilir. Otizmde unutulmaması gereken en önemli nokta otistik çocukların heterojen bir grup olmalarıdır. Yani her otistik çocuk farklı özellik gösterir ve buna göre bir eğitim programı oluşturmak gereklidir.

OTİZMLİ ÇOCUKLAR İÇİN FİZİKSEL(ÇEVRESEL) ve EĞİTSEL DÜZENLEMELER

Otistik çocuklar özellikleri bakımından birbirinden çok farklı özellikler gösterdiğinden eğitsel ve fiziksel düzenlemelerde buna bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Ancak genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak otizmli çocuklar için fiziksel ve eğitsel düzenlemeleri iki boyut olarak ele almak gerekmektedir.

OTİZMLİ ÇOCUKLAR İÇİN FİZİKSEL DÜZENLEMELER
Otizmli çocuklar için yapılan fiziksel düzenlemeler çocukların eğitim ortamlarında daha rahat hareket etmeleri ve yapılan eğitim çalışmalarından en iyi verimi almaları için yapılmaktadır. Otizmli çocuklarda hareket dengesizliği ve acıya karşı duyarsızlığı bulunduğundan eğitim ve yaşam ortamları gerektiği gibi düzenlenmezse olumsuz sonuçlara yol açabilir.
  • Otistik çocuklar detayları gayet iyi biliyor olabilirler ama onların birbirlerine nasıl bağlandıklarını anlamakta güçlük çekerler. Bu nedenle sınıftaki bölümlerin yapılan işlere göre kesin sınırlarla ayrımlaşmış olması çok önemlidir.

  • Fiziksel ve Görsel Kesin Sınırlar Oluşturun: Örneğin çocukların bireysel çalışma yapacakları masaların üstüne her birini resmini yapıştırarak kendi alanlarını kolayca ayrımlaştırabilmesi sağlanabilir. Yine bölümler arasını birbirinden ayırabilmek için, oyun köşesini halı ile kaplarken, resim köşesini başka bir malzeme ile kaplayabilirsiniz. Çocuğun nerede ne yapacağını dışarıdan müdahalelere gerek kalmasızın bağımsız olarak bilebilmesini sağlamak için bu tarz görsel uyarıcılar son derece faydalıdır.

  • İşitsel ve Görsel Dikkat Dağıtıcıları En Aza İndirgeyin: Etraftaki dikkat dağıtıcı malzemeleri kapalı yerlere koymak gereklidir. Çocukların bireysel çalışma yapacakları masaları camlardan uzak yerlere yüzleri duvara dönük şekilde yerleştirilmelidir. Bunun gibi önlemler alarak çocuğa detaylara değil de tümüne dikkat etmeyi öğretmek doğru olacaktır.

  • Temel Öğretim Köşelerini Belirleyin : Sınıftaki faaliyetlerin yapıldığı köşeleri imkanlar nispetinde birbirinden ayırmaya çalışmak gerekmektedir.

  • Günlük Program: Çocuğun gün içindeki olayları takip edebilmesi, geçişleri kolay yapabilmesi ve doğru beklentiler oluşturabilmesi için sınıf içindeki program görsel olarak şematize edilmelidir. Bu program soldan sağa ya da yukardan aşağıya doğru yapılabilir. Okuma yazması olan çocuklarla yazılı bir program yapılabilecekken, daha ufak çocuklarla, o faaliyeti sembolize eden bir obje kullanılabilir. Örneğin resim çalışması için gerçek bir boya kullanmak gibi. Bu şekilde program yapma, çocukta temelde eksik olan organizasyon yapabilme becerisini geliştirmek için ilk adım olacaktır. Zaman içinde çocuk ile birlikte günlük program yapılabilecek duruma gelinebilir.

  • Çocukların kendilerini yaralama ihtimali oluşturacak keskin uçlu ve kenarlı cisimleri malzemeleri ve delici malzemeleri mümkün olduğunca eğitim oramından uzak tutmak gerekmektedir.

  • Çocuklar için en az 1.5 metrekarelik alana ihtiyaç vardır. Öğrencinin rahat hareket edebilmesi, çalışabilmesi ve oyun oynayabilmesi için geniş bir alana ihtiyacı vardır ve bu alanın otistik çocuk için hazırlanması gerekmektedir.

  • Otistik çocuklar için dağınık ve kalabalık odalar çok olumsuz tepkilere yol açar. Çünkü bu ortam çocuk için uyarıcı  fazlalığına neden olacaktır ve otistik çocuklar bundan hiç hoşlanmazlar. Bu yüzden onların en az etkileneceği uyaranın mümkün olduğunca az bulunduğu bir ortam hazırlanması gerekmektedir.

  • Eğitim ortamında çocuğun rahat hareket etmesini sağlayacak bir yönergeler sisteminin oluşturulması gereklidir. Net,dikkat çekici, basit bir şekilde çocuğun neyi nasıl yapması gerektiğini anlatan yönergeler otizmli çocuğun hareket etmesini kolaylaştıracaktır.

  •  Çocuğun hassas olduğu duyusal uyarıları da göz önüne alarak dikkatini bozmayacak bir düzen oluşturmak gerekir. Kendini kötü hissettiğinde sığınabileceği sessiz bir alan olmalıdır. Ya da dikkati çabuk dağılan bir çocuk yüzü duvara dönük oturtularak çalışılmalıdır.

  • Otistik çocuklar için ses, ışık, hareketler çok önemlidir. Çocuğun rahatsız olmayacağı bir ışık,ses düzeni belirlemek ayrıca sıcaklık ve temizlik gibi unsurları da eğitimi aksatmayacak nitelikte ayarlamak gereklidir.

  • Oyuncak Seçimi: İlk olarak çocuğu sınıf ortamında serbest bırakıp gözlemek ve hangi malzemelerle ilgilendiğini görmek, başlangıç oyuncaklarını seçmede kullanılabilecek yöntemlerden birisidir. Otistik çocuklar için kartlar, yapbozlar, koku tüpleri, dokunsal oyunlar ya da oyuncaklar, hayali oyunlar, uğraşıya dayalı oyunlar tercih edilmelidir.

  • Okuldaki araç-gereç, malzemelerin çocukların kullanımına uygun,ergonomik ve kullanışlı olarak tasarlanmalıdır.

  • Okuldaki musluk, tuş gibi unsurlar otistik çocukların kolayca ulaşabileceği ve kullanabileceği nitelikte hazırlanmalıdır.

OTİZMLİ ÇOCUKLAR İÇİN EĞİTSEL DÜZENLEMELER
Otizmli çocukların eğitiminde dikkat edilecek en önemli unsur otizmli çocukların heterojen grup özelliği göstermelidir. yani bu çocukların her biri farklı özelliklere ve farklı öğrenme güçlerine sahiptir. Öncelikle rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören ve dil gelişimi, kişisel bakım ve sosyalleşme bakımından belli bir seviyeye gelmiş otizmli çocuklar yeterli görülmeleri halinde kaynaştırma sınıflarına alınabilirler. Rehabilitasyon merkezlerinde ve kaynaştırma sınıflarında yapılan eğitsel düzenlemeler sayesinde otistik çocuklarda normal akranları gibi eğitimlerine devam edebilirler.
  • Otistik çocuklar bireysel ayrıcalık gösterdiklerinden performansları da birbirinden farklıdır. Çocuğa uygun hazırlanacak olan eğitim plânına başlamadan önce öğrenci gözlenir, ölçüt bağımlı ölçü araçlarıyla her bir beceri alanındaki performansı belirlenir. Performans alımı sırasında çocuktan istenen açık olarak söylenmeli ve gelen cevaplar hiç tepki göstermeden kaydedilmelidir.
  • Heterojen bir grup olan otistik çocukların eğitsel gereksinimlerinin karşılanabilmesi için hazırlanan çerçeve programdan her çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim plânı hazırlanarak uygulanması gerekir. Hazırlanacak olan bu eğitim plânındaki amaçlar ve araç gereçler çocuğu merkeze almalıdır.
  •  Öğretim sürekli değerlendirme gerektirir. Amaçların ve davranış değişikliklerinin öğrencide gerçekleşip gerçekleşmediği düzenli bir değerlendirme sonucunda ortaya çıkar. Öğretmen, öğrencideki gelişimleri ve değişimleri kaydederken günlük plân özelliğini de taşıyabilecek kayıt formları ve grafikler oluşturur. Her bir amaç için hazırlanan bu form ve grafikler ilerlemelerin kaydedilmesinde öğretmene pratiklik kazandırdığı gibi öğrencinin o becerideki ilk ve son durumu arasındaki gelişimini rahatça değerlendirmesine de yardımcı olur.
  • Otistik çocukların genel özelliklerinden biri de çevrelerindeki insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekmeleridir. Bu nedenle çocukların eğitimlerine devam edilirken iletişim problemleri üzerinde öncelikle durulmalıdır. İletişim problemleri üzerinde durulurken her çocuğun iletişim düzeylerinin ve iletişim kurma biçimlerinin (işaret, sözlü, fiziksel) birbirinden farklı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Otistik çocukların eğitim programlarının amacı çocuğun davranış problemlerini azaltarak gereksinimleri olan becerileri kazandırmaktır. Öğretimi engelleyecek düzeyde stereotip ve problem davranışlar varsa öğretimle birlikte bu davranışların ortadan kaldırılması ya da azaltılması sağlanmalıdır. Problem davranışlar üzerinde çalışılırken her bir davranış için "Davranış Değiştirme" teknikleri uygulanmalıdır.
  • Eğitim ortamları, oluşturulan seviye grubundaki çocukların özelliklerine (ilgi ve düzeylerine) uygun şekilde yapılandırılmalıdır. Ortamın düzenlenmesi öğretmenin işidir. Öğretmen, ortamı düzenlerken her bir öğretim amacına göre çocuklarla iletişim kurabilecek, onları kontrol edebilecek, olumsuz davranışların ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde olmasına dikkat etmelidir.
  • Eğitim ortamları, oluşturulan seviye grubundaki çocukların özelliklerine (ilgi ve düzeylerine) uygun şekilde yapılandırılmalıdır. Ortamın düzenlenmesi öğretmenin işidir. Öğretmen, ortamı düzenlerken her bir öğretim amacına göre çocuklarla iletişim kurabilecek, onları kontrol edebilecek, olumsuz davranışların ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde olmasına dikkat etmelidir.
  • Öncelikle verilmesi gereken beceriler çocuğun yaşamını kolaylaştıracak günlük yaşam ve öz bakım becerilerinden oluşmalıdır. Herhangi bir beceri öğretimine geçmeden önce o beceriyi alabilmesi için gerekli ön koşul becerilerin çocukta bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve düzenli bir beceri analizi yapılmalıdır. Öğretim sırasında öğretmen, öğrencinin performans düzeyine bağlı olarak sözel ipucu, model olma ve fiziksel yardım ipuçlarını kullanmalıdır.
  • Sınıf içi ve dışı etkinlikler düzenlenirken öğrencinin ilgi ve becerilerine göre öğretim amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olmasına dikkat edilmelidir. Etkinliklerde kontrol öğretmende olmalı, öğrenciyi mümkün olduğu kadar etkinliğe katmalı ve etkinlikler bir program çerçevesinde yürütülerek basit etkinliklerden başlanmalıdır. Etkinlik süresince çocuğun yapamadığından çok yaptığı beceriler dikkate alınarak olumlu ifadelerle pekiştirilmelidir.
  • Zaman soyut bir kavramdır. Otistik çocukların etkinlik süreleri düzenlenirken zamanı olabildiğince somutlaştırmak gerekir. Bunun için çocuğa sırasıyla etkinliklerin neler olacağı gösterilmelidir. Örneğin günlük etkinlikler sırasıyla küçük kartlara yazılıp ya da etkinliğin resmi çizilip öğrencinin masasına asılır. Tamamlanan etkinliğin kartı öğrenciyle birlikte çıkarılır ve diğer etkinliğe geçilir. Böylece çocuk biten etkinliğin arkasından hangi etkinliğe geçeceğini görür.
  • Otistik çocukların özelliklerinden biri de sosyal uyum problemidir. Bu nedenle çocukların eğitimindeki en önemli amaçlardan biri de çocukta sosyal etkileşimin gerçekleştirilmesidir. Çocuğun çevresindekilerle birlikte uyum içinde yaşayabilmesi için sosyal gelişiminin sağlanması gereklidir. Öğretmen, öğrenci için kaynaştırma eğitimi kararı alırken onun seviyesini ve gereksinimlerini en iyi şekilde tespit etmelidir. Hazırlanan kaynaştırma programı doğrultusunda belirlenen okulun yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve öğrenci velileri otistik çocukların özellikleri ve eğitimleri hakkında önceden bilgilendirilmelidir. Değerlendirme her iki öğretmen tarafından sık aralıklarla yapılmalıdır.
  • Çocuğun performansı ve öğretim plânları belirlenirken ailenin katılımı gereklidir. Öğretmenin çocuk üzerinde yaptığı tüm çalışmalarından ailenin de haberdar edilmesi, çocuğun okulda kazandığı olumlu davranışları evde de sürdürmesi açısından önem taşır. Bunun için yönetim ve öğretmence plânlanan veli toplantılarının dışında, öğretmen her çocuk için yapılan çalışmaları anında, aileye bildirmeli, bu çalışmalar doğrultusunda evde neler yapılacağına dair sözlü ve yazılı açıklamalar yapmalıdır. Gerektiğinde ailenin de derslere katılımı sağlanarak, eğitim sırasında çocuğa yaklaşım konusunda ailenin de bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Eğitim-öğretim sürecinde ailenin plânlı bir şekilde eğitime katılmasının, hem öğrencide gerçekleştirilen amaçların yerleşmesine, hem de ailenin özel eğitim konusunda bilinçlendirilmesine fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
  • Otizmli çocuklar göz teması kurmaktan kaçınırlar.. Bu sebepten otistik çocukla göz kontağı kurmak çok önemlidir. Göz iletişimi ile çocuğun dikkatini sürekli kılmak olumlu bir etki yaratır.
  •  Resmi ve özel okulların bünyesinde özel eğitim gerektiren öğrenciler için açılan sınıflardır. Otizmli çocuklar için açılan sınıflar en fazla 4 kişi olmalıdır.
  • Otizmli çocuklara eğitim verilirken ilgilerini çekmek için ışıklı,ses çıkaran ve hareket eden cihazların kullanılması ve derslerin bunlar üzerinden işlenmesi çok daha faydalı olacaktır.
  • Otistik çocukların eğitimleri küçük yaşta başlanmalıdır. Bu sayede hem gelişim aşamaları daha iyi takip edilir hem de varsa problemlerin yaşanmasından önce önlemler alınabilir.
  • Çocuğun konuşulanları anlayabilmesi için dikkatini toplayabilmesi gerekmektedir. Konuşma ancak çocuğun anlama kapasitesi çok arttıktan sonra başlayacaktır. İlgisini çekecek kısa süreli çalışmalarla göz kontağı kurularak aşamalı olarak dikkat süresi uzatılabilir.
  • Dikkatini yönelttiği nesne ile kısa süreli saklanma bulma oyunu oynanır. Çocuk o nesnenin sürekli var olduğu fikrini benimsemeye başlayacaktır. Bu çocuğun dil gelişimi açısından önemlidir. çünkü çocuk kelime ve sembollerin objeler için kullanıldığını anlamadan önce kafasında o objenin sürekli var olduğu ve değişmediği fikrine sahip olmalıdır.
  • Nefes kontrolü ve ağız hareketleri: Balon üfleme, elde tutulan kağıt mendili üfleme, mum söndürme, ağız kenarındaki balı yalama, mimikleri taklit etme, sakız çiğneme, dondurma yalama, çiçek kolonya koklama, pipetle içecek içme gibi örnekler çoğaltılarak çalışılabilir.
  • İletişim için gerekli katılımı ve ikili ilişkiyi kapsadığı için taklit etme öğrenilmesi gerekli b Sıralı oyun oynama çalışması yaparken sıra değişimi için tamam sonra gibi sürekli aynı kelimeleri kullanırsak çocuğun anlamasına yardımcı oluruz. Burada önemli olan anlam kargaşası ve güvensizlik yaratmamak için söylenilene uymak, uygun açıklamayı yapmak ve bekleme zamanını çocuğun performansına uygun olarak ayarlamaktır.ir beceridir. Taklit etmeyi öğretmek için önce çocuğu biz taklit etmeliyiz.
  • Çocuk dinlemeyi öğrenmeden konuşmaya geçmez. İşitsel deneyimi arttıkça seslere karşı alıcı dili de o ölçüde gelişir.
  • Anlama becerileri: anlama yeteneğini etkileyen faktörler çocuğun zihinsel kapasitesi, dikkat düzeyi, algısal gelişimi, maruz kaldığı dil uyaranları duyusal bozuklukları, fiziksel problemler, motivasyon olarak sıralanabilir.
  • Obje tanıma:öncelikle çocuğun tanıdığı objelerle çalışılması gerekmektedir. Konuşma basit anlaşılır ve nesneyi vurgulayıcı nitelikte olmalıdır.
  • Renk tanıma:boncuklar, mandallar, balonlar, toplar ve benzeri materyallerle günlük kullanılan eşyalarla çalışılabilir. Önemli olan çocuğun ilgisini çekmesidir.
  • Şekil tanıma: Önce daire olmak üzere, kare, üçgen, dikdörtgen ile renk tanımada olduğu gibi çalışılır.
  • Zamir kullanma:  Önce isimlerden başlanır; anne, baba, Ali vb. aile fotoğraflarından yararlanılabilir. Her bir üye tek tek resme sahip olmalıdır.
  • Var/yok kavramı: Var/yok kavramı ayrı ayrı çalışılmaya başlanmalıdır. Resimli kartlar, günlük kullanılan eşyalar ile çalışılabilir. Tüm çalışmalarda basit sorular sorularak doğru cevapları tekrarlanılarak çocuk teşvik edilmelidir.
  • Kavramlar için renkli,dikkat çekici,kısa kelimeler bulunan kartların hazırlanması gerekir. Bu kartlar sayesinde hem öğrenmeleri daha eğlenceli hale getirilecek, hem de basit ve etkili bir hal alacaktır.
  • Otizmli çocuklara basit emirleri yüksek sesle kısa ve basit cümlelerle vermek yararlı olabilir. Örneğin: ‘’burnuna dokun’’ veya ‘’musluğu çevir’’ gibi.
  • Kaynaştırma sınıflarında eğitim alan otistik çocuklar için sınıfa verilen direktifler bir kez de otizmli çocuğa verilmeli böylece dikkatini vermesi,ilgisinin açık olması ve güdülenmesi sağlanmalıdır. Örneğin: ‘’Defterlerinizi açın. Ahmet sende aç’’
  • Otistik çocuklar okula başladıklarında çocuğun çevresini incelemesine izin verilmeli ve bazı şeyleri yapması konusunda çok ısrarcı olunmamalıdır. Bu süreçte çocuğu tanımaya özen gösterilmelidir.
  • Otistik çocukların çoğu zaman yemek yeme ve yemek seçme problemleri olmaktadır. Yemek yemesi konusunda ısrar edilmemeli ilk etapta çocukları gözlemlemesine izin verilmelidir. Aileden çocuğun yabancı ortamlarda nasıl tepkiler verdiğiyle ilgili bilgiler alınmalı çocuğun korkularının olup olmadığına ve varsa davranış problemlerinin neler olduğu sorulmalıdır.Otistik çocuklar bazen kalabalık, çok fazla eşyanın olduğu gürültülü ortamlara yoğun tepkiler verebilirler. Bu göz önünde tutularak çocuk daha sakin bir ortama alınmalı ve çok fazla zorlanmamalıdır.
  • Yabancılık çekmemesi için çok sevdiği bir oyuncak veya nesnenin yanında olması bu süreci daha çabuk atlatmasını sağlayabilir.
  • Tuvalet eğitimi olan çocukları bazen  sözel olarak uyarmak ve onlara mutlaka tuvaletin yerini göstermek bu sırada ona yardımcı olmak gerekmektedir. Evde tuvalete gitmede hiç bir sorunu olmayan otistik çocuk okulda tuvalet eğitimi almamış izlenimini bırakabilir. Bu konuda aileden ve eğitimcisinden yardım istenmelidir. Bunun tuvalet korkusundan yabancı bir yerdeki tuvaleti reddetmeye kadar giden çok çeşitli sebepleri olabilir.
  • Otistik çocuklarda dikkat süresi kısadır. Buna bağlı olarak yapılan ortak faaliyetlerde öncelikle çocuğa dikkat süresine uygun çalışmalar verilmeli ve bu kademeli olarak arttırılmalıdır.
  • Oyun becerilerinde hiç bir zaman başka çocuklarla oynama konusunda zorlanmamalı, öncelikle onların oyunlarını izlemesine izin verilmeli veya çok sevdiği bir oyuncakla akranlarıyla birlikte paralel oyun kurması sağlanmalıdır.
  • Gerektiği yerde sözel pekiştireçlerin yanı sıra farklı pekiştireçlerin verilmesi faydalı olacaktır.
  • Otistik öğrencilere verilen tepkiler her zaman aynı sonucu vermeyebilir. Bu sebepten verilen tepkilerin güncellenmesi gerekmektedir.
  • Eğitim sırasında yönergeler kullanmak ve otizmli çocukların bir yapılacaklar listesi veya etkinlik defteri tutmaları önemli faydalar sağlayacaktır.
  • Otistik çocuklarla olabildiğince çok konuşmak onları konuşmaya teşvik etmek gerekir. Konuşurken bol ve abartılı yüz ifadesi ve vücut hareketleri kullanmak dili öğrenmeye yardımcı olur.
  • Otistik çocuktan bir davranış bekleniyorsa ve çocuk söylenen davranışı anlamıyorsa, o davranış mutlaka yaparak çocuğa gösterilmelidir. Böylece çocuk kendisinden beklenen ve yapması istenilen davranışı görmüş olacaktır. Aynı şekilde çocuğa herhangi bir nedenden dolayı “Hayır” denildiğinde mutlaka çocuğun yapması gereken davranış çocuğa gösterilmelidir.
  • Otistik çocukların düzenden hoşlandıkları unutulmamalıdır. Bu nedenle hep aynı sandalyeye oturmak ya da aynı tuvaleti kullanmak onlara güven verebilir. Otistik çocuk için oturularak yapılan etkinliklerde bir yer belirleyip ona göstermek ve hep oraya oturtmak yararlı olabilir.

KAYNAKÇA

AK,AYLİN (2002);Otizm ve otistik çocuklar,Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi,Temmuz2002,sayı29

GÖRGÜ,ERTAN(2004)Okul Öncesi Dönemde Otistik Çocukların Kaynaştırılması,Çoluk Çocuk Dergisi,k,Kasım2004

TÜRKBAY,TÜMER(2003)Otistik Çocuklar ve EğitimleriBilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi,Mayıs2003,sayı39

KORKMAZ,BARIŞ:Genetik Etkiler ve Otizm, www.denizce.com

GÜVELİ,MUSTAFA:Ayrı ve Aykırı Bir Dünya Otizm, www.rehberlikhizmetleri.com

ÖZDEMİR,NEDRET:Ege Üni. Otizm ve Otistik Çocukları Tanıtım Konuşması, www.zirve35ozelegitim.com/nedir

www.bebek.com/content/detail.asp/contID=2437
Şahbaz, Ümit: “Kaynaştırma Sınıflarına Devam Eden Zihin Engelli Öğrencilerin Sosyal Kabul Düzeylerinin Belirlenmesi”, 13. Özel Eğitim Kongresi Bildirileri-Özel Eğitimden Yansımalar, Kök Yayıncılık, 2003.
Batu, Sema: “Özel Gereksinimli Öğrencilerin Kaynaştırıldığı Bir Kız Meslek Lisesindeki Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Görüş ve Önerileri”, Yayınlanmış Doktora Tezi. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, 2000.
Batu, Sema: “Kaynaştırma Eğitimi Ders Notları”, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, 1998.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder